18 Mart 2013 Pazartesi

Engin ARDIÇ’ın Sınıf Dalkavukluğu


Engin ARDIÇ merhum Cumhurbaşkanı Fahri KORUTÜRK’ün eşinin ölümü üzerine yazdığı yazıda, seçkinci cumhuriyetçilerin şimdiki cumhurbaşkanını,  küçük gördüğünden falan bahsediyor. “Orada Biz Oturacağız” yazının başlığı…

Yazıya hakkaniyetli bir hava vermek için ARDIÇ, işi sınıf analizine falan vurmuş. Vay efendim “tornacının oğlu” nasıl küçümsenirmiş falan…

ARDIÇ, sık sık eski solculara çatar, akıllarını başlarına almalarını falan söyler. Ona göre işin pratiği çok değişmiştir.

Anlayamadığı bir şey var. Bu memlekette “sınıf bilinciyle” desteklediği  dinciler, onun savunduğu medeniyete  tamamen karşıdır!  Muhallebici bir  belediye başkanını savunur ama o başkanın, sevdiği şarapları tattığı barları kapatmayı istediğini görmezden gelir.

Belediye işçisi bir başbakanın başarılarını savunur ama aynı başbakanın şehitlere “kelle” demesindeki ayıbı  göremez.

Habur rezaletine göz yumup da “Güzel şeyler olacağını” söyleyenler, ait oldukları sınıftan dolayı ayıplanmadılar. Ülkeyi üzerine kurduğumuz temelleri küçümsedikleri için ayıplandılar.

Biz onları işçi çocukları oldukları için küçümsemedik ama onlar küçümsendiklerini sandıkları için cumhuriyete, Atatürk’e ve Türklüğe durmadan hakaret ettiler.

ARDIÇ her yazısında bir medeniyet dersi verir ama övündüğü medeniyetin dinci aşırılıkla bağdaşamayacağını unutur. Her yazısında şarap tadımcılığından bahseder ama dinciliğin onun dünya görüşüne hoşgörüsünün olmadığını unutur. Seçkinciliğe karşı çıkar ama  sınıf dalkavukluğu yaptığı kenar mahalleden dincilik veya etnikçilikten başka bir şey çıkamadığını,  liberal demokrasi  falan da çıkamadığını görmezden gelir.

ARDIÇ, sürekli övdüğü, kullandığı medeniyet eserlerinin hangi bilinçten doğduğunu bilmezden gelir. Hem şarap içmek ister hem dinci taassubu över.

 Hem liberal demokrasiyi över ve kullanmak ister hem de  dinciliğin elindeki dizginlenemez oy diktatörlüğünü sınıf dalkavukluğu ile över…

Kimse Engin ARDIÇ’ın kimin çocuğu olduğuyla,  kaçıncı sınıf bir adam olduğuyla falan ilgilenmiyor. O bu topluma o kadar yabancı ki  Türkiye’de insanların birbirlerini asalet unvanlarıyla falan andığını sanıyor herhalde? Sürekli işçi çocuğu olduğunu söyleyip bununla övünürken aslında Galatasaray’da bir sonradan görme olduğuna dair hissettiği muhtemel aşağılık kompleksini gidermeye çalışıyor?

Bugün insanları üzen, kıran ve inciten, kenar mahalleden yükselen, milletleşmeye karşı kompleksli dincilik ve etnik ırkçılık iş birliğidir. Bugün insanları şaşkına uğratan, içten içe beslenmiş bir Türk düşmanlığının, Türk egemenliği sayesinde var edilmiş bir demokrasiyi alabildiğine istismar edebilmesidir. Bunun sınıf farklılığıyla falan ilgisi yoktu…

Dolayısıyla Engin ARDIÇ, cumhurbaşkanının babası üzerinden sınıf dalkavukluğu yaparken aslında “seçkinci” oldukları, darbe yaptıkları  iddiasıyla suçladığı, babaları tahta masalarda domates kesip peynir ekmek yiyen çiftçiler olan, sayısız Türk subayını da tahkir ediyor. İşte insanların Engin ARDIÇ’a kızmalarının sebebi onun bu terbiyesizliği… Yoksa babasının kendisinden çok daha faydalı işler yapmış bir işçi olması değil…


6 yorum:

İKNA dedi ki...

Üstadım,
iş renkle ilgili! Kızıl olunca tepki koyanlar yeşile bir şey demiyor. Her ikiside kollektivist ama önemli olan renk. Bizimki olsun da yine baskıcı yasakçı olsun.
Bir başbakan "şu gazeteyi okumayın" diyor, biz çocuklarımıza okumanın erdemini anlatıyoruz.
Bir başbakan "kapatın dersaneleri diyebiliyor memlekette..."poliklınıkleri kapatın verelim para hastane olun" diyor bakıyorsun gayet normal bişi...memlekette cıt yok!
Sana ne ? diyen yok...
sonra ileri demokrasi...yersen. saygılar üstadım...

Afşar Çelik dedi ki...

Nerelerdesin sen be yahu? :) Hoş geldin üstadım! Yorum için sağol var ol! Sen fakirhaneye uğrar mıydın? her zaman bekliyorum...

İnsanın söylediğiyle yaptığı farklı olduğunda bizim toplumda genellikle kınanırdı, şimdi öylesi iktidar oluyor. Gel de çık işin içinden...

Senin hep vurguladığın "sebep sonuç düşüncesi" artık ıskartaya çıkartılmış, izafiyet de ölçü de hepsi çar çur edilmiş... "İleri demokrasi" güçlülerin güçsüzlere ağızlarına geldiği gibi hakaret edebilmesi olmuş...

Ama milletimiz istiyor bunu ne etçen? Müstehak demek ki bu topluma? Dükk'anı boş bırakma arada yorum bırak, fazla açma arayı. Her zaman bekliyorum! Saygılar!

ayarsız dedi ki...

Başbakan fikir beyan etmedikçe yazınıza yorum yapmamalıyım sanırım :)

Afşar Çelik dedi ki...

Sayın ayarsız anlayamadım ama sağ olun, var olun... Her zaman beklerim.

selcen dedi ki...

Enginardan artık gına geldi.Kabak tadı verdi artık.

Afşar Çelik dedi ki...

Değil mi efendim? Hakikaten, baklava olsa bıkar insan...