21 Eylül 2011 Çarşamba

Kumrular’a Ağıt

Aklına gelir  ya bir şarkı bazen… Bazen bir türkü ki  son zamanlarda  makamına göre  rüzgârın esişinin bende  nükseder oldu bu haller…

Bazen  öyle anlık bir parıltıyla dönüverir çocukluğunun akşamüstleri  omuzlarının üstüne… Konuverir dallarından  kanatları  alacalı güvercinlerin, kumruların.

Bazen ayaklarının yorgunluğunu bıraktığın sokaklardaki en derin gölgeler ve atkestaneleri ve çınarlar ve  yaz serinlikleri... Titrer yaprakları ormanlarının hatırasıyla ve seni de ürpertir.

İşte o sokaklarda bazen…  Sükûnet lekelendi, bir alçaklığın patlamasıyla…

Ama her zaman  fukara gençliğin sarhoşluğuyla… Her zaman çınarlara hayranlığıyla yürüyen bir  köhne adamın sesiyle  hatırlıyorum…
İşte ben o Kumrular’ı özlüyorum. Saraçoğlu’nun  evlerinden,  eski Ankara bakan pencereleri özlüyorum. Şehrin ortasında bir nefes almaktır Necatibey’den yukarısı, ben onu özlüyorum.

Hiç yorum yok: