1 Temmuz 2019 Pazartesi

Güzel Bir Gündü

deli karikatürleri ile ilgili görsel sonucu

Bugün kendim için neler yaptım?

Burası bir sanalağ günlüğü ya… O halde günlük bir şeyler de yazmak gerekmez mi?

Bugün George Berkley’nin “İnsan Bilgisinin İlkeleri Üzerine” adlı denemesini okumağa devam ettim. Bayağı yorucuydu. Bir yandan da Philip Pullman’nın “Kara Cevher Dizisi’nin” üçüncü kitabı olan “ Kehribar Dürbün’ü” okudum. Şahsen kitapların “Çocuk-gençlik kitapları” falan diye sınıflandırılması bana tuhaf geliyor. Çünkü meselâ “Talihsiz Serüvenler Dizisi’ne” bayılmıştım ya da “ Madam Peregrin’in Tuhaf Çocukları” ve devam kitaplarına.

Bu açıdan Susanne Clarck’tan yeni kitaplar beklediğimi söylemeliyim. Ya da Cornelia Funke’den… Keşke Michael Ende  ölmeseydi. İnsan yirmi   dört yıl önce öldüğüne inanamıyor.

Bloglarımı tazeledim.

Neyse… Oğluşumu oyun oynarken seyrettim. Bu aramızda önemli bir ritüel. Fakat PS4’te bir türlü Minecraft oynayamadık.

Küçük kızımla havuzda yarıştık, yüzmede beni geçti. Bana üzülüp üzülmediğimi sordu. Çocuklarımıza yüzmeyi ben öğrettiğim için hiç de üzülmedim.

Akşam bir kafede çok sevdiğimiz bir ağabeyimizle buluştuk. Nefis sohbet ettik, güldük, eğlendik.
Gün güzel geçti…

Sizi Black List'in birbirinden güzel şarkılarından biriyle baş başa bırakıyorum, hadi bakalım!



Hiç yorum yok: