28 Şubat 2017 Salı

Aman Diyem Ya Seçkinci Olursak?


Değerli yazarımız Derya Hanım benim fazlasıyla seçkinci ve dışlayıcı olduğumu düşünüyor, sanırım.

Nihat Genç de AKP tabanının dışlanmaması gerektiğini düşünüyor.

Yani kefenli abim, türbanlı bacım,  Fatma Teyze’m, Hacı Amcam… Sizin  ne dediğinizi anlamamız gerekiyor.

Meselâ kefenli abiler, siz “ AKP için ölümü göze aldık!” diyorsunuz he mi? Yani meselâ CHPlilerin köşe başında “Ulan  şuradan bir AKPli çıksa da öldürsek!” falan dediklerini düşünüyorsunuz herhalde? Yani herhalde memleketin her yerinde  herkesin aniden ölebileceğini, dolayısıyla kefenli dolaşmanın Müslüman ahaliye vacip olduğunu falan düşünüyorsunuz. Size bir sır vereyim mi? Şehitler kefenlenmez, elbiseleriyle ve hem de yıkanmadan defnedilirler…

 Ya da meselâ  15 Temmuz’da darbeci  askerlerin elinize aldığınız paspas saplarından, kemerlerden falan korkup da teslim olduğunu düşünüyorsunuz herhalde. Ya da  kışla kapılarına çöp kamyonu koyunca tankların bu  engelleri aşmaktan korkarak parka çekildiklerini mi düşündünüz? Kızmayın yahu anlamağa çalışıyorum.

Peki ne yapalım?  Ne yapsak daha mutlu olursunuz? Meclise falan boş verip mahkemeleri, milletvekillerini,  bakanları, bakmayanları, merdivenden kayanları falan tek bir insanın seçmesine  razı gelsek; bizi kardeşiniz  sayar, kefenle gezmekten vazgeçer, elinizdeki Vleda saplarını toprağa gömer misiniz?

Peki mesela seçtiğiniz insan, çocuğunuzun askerlik yaptığı yer her neresiyse;  “ Ben  ümmetin halifesiyim ulen! Buralara Kürdistan, şuralara  Lazistan, vergi veren gerzeklerin memleketine de Kazistan  diyorum!” dese; “ Elhamdilillah oğlumuz artık Kürdistan’da askerlik  ediyor, şehit falan olmayacak, PKKlı abisi de onu vurmayacakmış!” diye  sevinecek misiniz?

Ya da  hadi sizin mahalleden birini başgan ettiniz, diyelim;  evinizin makarnayla mı dolup taşacağını düşünüyorsunuz?

Yoksam… “ Sana ne lan? Biz Müslümanız! Müslüman gibi yaşayacağız! Ama sen de Müslüman gibi yaşayacaksın! Müslümansan Müslümanlığını bil hırt!” falan mı diyorsunuz?

Şimdi mesela size: “Abiciğim bu yol, yol değil… Yarın bir gün her tarikat, her cemaat , her aşiret kendi başına silâhlanmağa başlarsa;  durmadan  hakaret ettiğiniz Türk Ordusu’nu ararsınız ama bulamazsınız. Sizi kimse kurtaramaz, her mahallede IŞİD  benzeri çeteler kelle kesmeğe başlar!” desem siz de bana: “ Olsun, CHPliler, dinsizler, Türkler, ırkçılar, Atatürkçüler ölsün de biz  zaten kefenimizi giymişiz, biz de ölürüz!” mü dersiniz?

Abiciğim ben sizin türban “duyarlılığınıza”  falan hep saygılıydım da siz  türbanı her yere soktunuz.  Bir yandan türbanı her yere sokuyorsunuz, öbür yandan fetva kanallarınızda, “Kızların okuması gerekmez, Müslüman çocuk yetiştirsin yeter!” deniyor. Abi bir karar verin ama…

Karınıza kadın doktor istiyorsunuz ama kadınla erkek bir arada okumasın istiyorsunuz. Kızmayın ama sizin siparişinize göre  üniversite açmamız imkânsız. Dünyada da öyle bir üniversite falan yok, bilmenizi isterim. Siz bir “Evet” dediniz diye de şapkadan üniversite çıkarmamız mümkün değil.

Bir şey soracağım: Sizce başı açık kadınların hepsi “yollu” falan mı? Mesela şort giyen kadınlar ölse de olur mu?  Ya da meselâ şimdi Anayasa değişikliğine evet deyince başı açık, şortlu kadınları şıp diye örtüp imana getirtmek mi istiyorsunuz? Yani meselâ kadının biri “ Bu ne ya? Ben bunu örtmem !” falan derse, otobüste ağzının üstüne tekmeyi yapıştırıp “Müslümansan Müslümanlığını bil orospu!” mu demek istiyorsunuz?

Şimdi  Derya Hanım  kefenli abilerime kabalık ettiğimi, onları anlamağa çalışmadığımı söyleyecek, adım gibi eminim.

Türbanlı ablalarım, sizinle ilgili merak ettiğim  bir şey var: Okuduğunuz gazetelerden bir türbanlı kadın yazar “ IŞİDçilerle yatmak cenneti garantilemektir!” derken ne dediğini  hakikaten anladınız mı? Yani  o gazeteci abla çarşaflı bir kadının  bir yatağa yatıp bacaklarını ayırıp üstünden yirmi tane birden erkeğin geçmesine izin vermesine “cihad” derken … Bu ablanın sözlerini, sırf CHPlilere, fasıklara  vs inat namusunuza sığdırabiliyor musunuz? Biriniz çıkıp “ Ablacığım sen kafayı mı kırdın? Bu dediğini açık kadınlar yapsa “orospuluk” derdik.” Falan demeyi akıl edebildi mi?

Ya da “ Başbakan emretsin 12 yıllık yuvamı yıkarım!” diyen ablaya hiç biriniz “ Yahu abla! Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?” diyebildi mi?

Bak türbanlı bacım… Yarın senin istediğin gibi biri başkan olsa şeriatı ilan etse… Sence ne olacak? Yani her mezhebin kendi mahkemesini kurması ile daha mı adil bir ülke olacağız?

Türbanlı bacım mirasın kırıntısını ancak elde edebildiğinde “Oh be zaten malın fazlası beni bozardı!” falan mı diyecek?

On beş yıldır,  bir partiye  istikrarlı şekilde oy veriyor musunuz? Evet.

On beş yıldır, oy verdiğiniz partinin her dediğini olduğu gibi kabul ediyor musunuz? Evet.

Türk ırkını yok sayıp milliyetçiliği ayaklarınızın altına aldınız mı? Evet.

“Size bir Kürt kedisini bile vermem!” diyerek PKK ile kol kola giren Barzani ile gurur duyduğunuzu söylediniz mi? Evet.

Evet deyince ne olacak?  
Memleketin Kürdistan, Lazistan vs diye bölünmesinin önü açılacak.
Başkanınızın atadığı hakimlerle aynı   tarikatten değilseniz adaletten şüphe duyacaksınız.
Ekmeğiniz  bir kişinin iki dudağı arasında olacak.
Sizin seçimlerinizin falan hiç bir öenmi kalmayacak, başkanınız ne derse o olacak!

Bunların hepsi sırf siz bütün kadınlara türban taktırmak istiyorsunuz diye olacak. 

  Daha da anlamadıysan hemşerim… “Evet” dersen yok olacağız, hem de hep beraber! Çünkü şimdiye kadar mendil kadar arsan için kapısını aşındırdığın laik mahkemelerin, oğluna iş bulsun diye gittiğin vekillerin, hırsıza , uğursuza  karşı medet umduğun jandarmanın falan hiç biri artık olmayacak! 



Sen ölmek nedir bilir misin? Kafandaki “örnek” ancak IŞİDçi intihar bombacısı ise sana söyleyeyim, örnek aldığın yaratık insan falan değil, bilesin…



Hiç yorum yok: