21 Ocak 2016 Perşembe

Piyasanın Kısa Bir Ahlâkî Müdafaası


Fakirin de bir vakit içinde kısa bir müddet çalıştığı Old Spitalfields Pazarı
Kapitalizm hakkındaki yerleşmiş ahlâki önyargı neredeyse yıkılmazdır. Çünkü insanlar  kendi yaşadıkları ahlâk ile  özgürlük arasındaki ilişkiyi görmek yerine sürü psikolojisiyle bir önyargıya bağlanmayı genellikle daha “ahlâkî” bulurlar. Kapitalizme duyulan öfkenin temelinde de “piyasanın” ahlâksız bir şey olduğu kabulü yatar. Bu kabul de   ahlâksız bir takım bireylerin örneğiyle ispatlanmaya çalışılır.

Bazı kapitalistlerin ahlâksız olmaları piyasayı kötü yapmaz.

Zira ahlâksızlıkta iradi bir iştir ve bütün insanları ahlâklı kılacak bir toplumsal düzen  kurulamamıştır.

Herhangi bir toplumsal düzeni, “bütün insanları ahlâklı yapabileceği” kabulüyle veya arzusuyla savunmayız.

Bir toplumsal düzeni diğerine göre tercih edilebilir kılan şey, insanların özgürce ahlâklı davranmalarına izin  verip vermemesidir. İnsanların “özgürce” davranabilmelerinin tek yolu da onların temel haklarına saygı duyulmasıdır.  Ahlâk en kapsayıcı ve kısa bir tanımla “Zarar vermemek iradesidir.”

İnsanların hayat, mülkiyet ve hürriyet haklarına saygı duyulmayan, bunların önemsenmediği hiçbir toplumsal düzende adalet sağlanamaz. İnsanların kendi mutluluklarının aranmasına izin verilmeyen hiçbir düzende gelişme de olmaz.

Bu da ancak kişinin kendi fayda skalasını başkalarının faydalarıyla etkileşime sokabildiği bir düzende meydana gelebilir. Bunun en basit hali pazar yerleridir. Pazarlarda sadece sebze meyve bulmayız. İğne iplikten hırdavata kadar hemen her şey kendine pazarda bir yer bulur.

Ekonomi öğrenimindeki terim kalabalığı, ekonominin, insan eyleminin kendisi olduğu  gerçeğini gölgelemiştir.

Ekonomi, insan eyleminin ta kendisi olduğuna göre insan iradesinden bağımsız mütalaa edilemez. Dolayısıyla ekonomideki ahlâksızlık da insan eyleminin bir parçasıdır. Bu gerçeği tespit etmek ekonomideki ahlâksızlıkları onaylamak değildir. Ekonomideki ahlâksızlıkları yani temel hak ihlallerini engelleyici şey adalet mekanizmasıdır ki bu da devletçe yürütülür.

Bir piyasa ortamı dışında insanların sahip oldukların başkalarıyla özgürce  mübadele edebilecekleri başka bir ortam yoktur. Bu ortama da kolektivistler “kapitalizm” diyerek onu aşağılamaya çalışırlar ama ondan daha  iyi veya kabul edilebilir bir ortam da yaratamazlar. Esasen piyasa zaten hiç kimsenin tek başına akıl ettiği, kurduğu, tasarladığı bir şey de değildir.

İnsanlara neyin ahlâki olduğunu söylemek yerine piyasanın bize sunduğu imkân, ahlâkdışı eylemleri dışlamak, ayıplamak veya kanunen engellemektir.

Piyasanın ahlâkı ile insan eyleminin özgürlüğü arasındaki ilişkiyi anlamak,   bazı ahlâksız kapitalistlerin neden dışlanması veya engellenmesi gerektiğini; buna karşılık geri kalanların haklarının aynen korunmaya neden devam edilmesi gerektiğini anlamak açısından elzemdir.

Kapitalizmi doğrudan doğruya piyasa ekonomisi olarak kabul edip bu kelime üzerindeki kolektivist  önyargı ve hakaret  kısıtlamasını reddederek insan eylemlerinin ahlâksız istisnalarını, zaman zaman düzeltmek ve engellemek dışında sürekli ve kabul edilebilir  bir  ekonomik  seçeneğimiz  olmadığını belirtmeliyiz.


Hiç yorum yok: