Fakirin de bir vakit içinde kısa bir müddet çalıştığı Old Spitalfields Pazarı |
Kapitalizm hakkındaki yerleşmiş ahlâki önyargı neredeyse
yıkılmazdır. Çünkü insanlar kendi
yaşadıkları ahlâk ile özgürlük
arasındaki ilişkiyi görmek yerine sürü psikolojisiyle bir önyargıya bağlanmayı genellikle
daha “ahlâkî” bulurlar. Kapitalizme duyulan öfkenin temelinde de “piyasanın”
ahlâksız bir şey olduğu kabulü yatar. Bu kabul de ahlâksız bir takım bireylerin örneğiyle
ispatlanmaya çalışılır.
Bazı kapitalistlerin ahlâksız olmaları piyasayı kötü yapmaz.
Zira ahlâksızlıkta iradi bir iştir ve bütün insanları
ahlâklı kılacak bir toplumsal düzen
kurulamamıştır.
Herhangi bir toplumsal düzeni, “bütün insanları ahlâklı
yapabileceği” kabulüyle veya arzusuyla savunmayız.
Bir toplumsal düzeni diğerine göre tercih edilebilir kılan
şey, insanların özgürce ahlâklı davranmalarına izin verip vermemesidir. İnsanların “özgürce”
davranabilmelerinin tek yolu da onların temel haklarına saygı duyulmasıdır. Ahlâk en kapsayıcı ve kısa bir tanımla “Zarar
vermemek iradesidir.”
İnsanların hayat, mülkiyet ve hürriyet haklarına saygı duyulmayan,
bunların önemsenmediği hiçbir toplumsal düzende adalet sağlanamaz. İnsanların
kendi mutluluklarının aranmasına izin verilmeyen hiçbir düzende gelişme de olmaz.
Bu da ancak kişinin kendi fayda skalasını başkalarının
faydalarıyla etkileşime sokabildiği bir düzende meydana gelebilir. Bunun en
basit hali pazar yerleridir. Pazarlarda sadece sebze meyve bulmayız. İğne
iplikten hırdavata kadar hemen her şey kendine pazarda bir yer bulur.
Ekonomi öğrenimindeki terim kalabalığı, ekonominin, insan
eyleminin kendisi olduğu gerçeğini
gölgelemiştir.
Ekonomi, insan eyleminin ta kendisi olduğuna göre insan
iradesinden bağımsız mütalaa edilemez. Dolayısıyla ekonomideki ahlâksızlık da
insan eyleminin bir parçasıdır. Bu gerçeği tespit etmek ekonomideki
ahlâksızlıkları onaylamak değildir. Ekonomideki ahlâksızlıkları yani temel hak
ihlallerini engelleyici şey adalet mekanizmasıdır ki bu da devletçe yürütülür.
Bir piyasa ortamı dışında insanların sahip oldukların
başkalarıyla özgürce mübadele
edebilecekleri başka bir ortam yoktur. Bu ortama da kolektivistler “kapitalizm”
diyerek onu aşağılamaya çalışırlar ama ondan daha iyi veya kabul edilebilir bir ortam da
yaratamazlar. Esasen piyasa zaten hiç kimsenin tek başına akıl ettiği, kurduğu,
tasarladığı bir şey de değildir.
İnsanlara neyin ahlâki olduğunu söylemek yerine piyasanın
bize sunduğu imkân, ahlâkdışı eylemleri dışlamak, ayıplamak veya kanunen engellemektir.
Piyasanın ahlâkı ile insan eyleminin özgürlüğü arasındaki ilişkiyi
anlamak, bazı ahlâksız kapitalistlerin neden
dışlanması veya engellenmesi gerektiğini; buna karşılık geri kalanların haklarının
aynen korunmaya neden devam edilmesi gerektiğini anlamak açısından elzemdir.
Kapitalizmi doğrudan doğruya piyasa ekonomisi olarak kabul
edip bu kelime üzerindeki kolektivist önyargı
ve hakaret kısıtlamasını reddederek
insan eylemlerinin ahlâksız istisnalarını, zaman zaman düzeltmek ve engellemek
dışında sürekli ve kabul edilebilir bir ekonomik seçeneğimiz olmadığını belirtmeliyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder