Toplumda bölünmeyen tek kurum
orduydu, onu da böldüler nihayet, “hamd olsun!”
Astsubayların ordudaki konumları
hususunda yıllardır bir memnuniyetsizlik vardı. Ama bugün ifade edilen
memnuniyetsizlik kendisini bir “eşitlik” kaygısıyla gösteriyor.
Peki ama orduda astsubaylarla
subaylar arasında ne tür bir eşitlik sağlanabilir? Astsubaylar, maaşlarını
ordudaki ve bürokrasideki çeşitli kesimlerle kıyaslamışlar.
Her şeyden önce maaşlar arasında
böyle bir mukayese yanlıştır. Sadece emeğin niteliği açısından bile astsubay
maaşlarının ordu içinde diğerleriyle eşitlenmesi gibi bir şey düşünülemez.
Temelde başlayan seçim titizliği, harcanan emek ve para açısından bile
subay-astsubay eşitliği söz konusu edilemez. Belki zaman içinde astsubaylıktan subaylığa geçiş
konusunda kurallar yumuşatılabilir ama o
da her ordunun kendi yapısı ile ilgili kararlarına bağlıdır.
Astsubaylar, kendileri için
eşitlik talep ederken aslında ordunun varoluş şekline, mantığına ve ruhuna
aykırı davrandıklarını göremiyorlar. Bu da astsubaylar arasında askerlik
ruhundan ziyade, bir tür memur zihniyetinin yaygınlaştığını gösteriyor.
Ordu, hiyerarşinin mükemmel
halidir. Hiyerarşide eşitlik olmaz, demokrasi olmaz. Ordunun millet varlığını koruyabilmesi, tehditleri ortadan
kaldırabilmesi için hiyerarşisinin
aksaksız işlemesi gerekir. Bu yüzdendir ki ordu belli bazı bilinçsel özelliklere, millî değerlere kesin bağlılığa ve
adanmışlığa bakarak mensuplarını seçer. Bir savaşa girildiğinde astsubayların generallerinin kararlarını
tartışması düşünülemez. Oysa demokraside “yöneticiler” tam aksine seçmenlerin
ve kuvvetler ayrılığında diğer
kuvvetlerin denetimi altındadır.
Demokrasiler, kanun altında
eşitliğin mutlaklığı üzerinde yürür ve bu yüzden sıradan vatandaşın kendisini
yönetenlerden hiçbir farkı yoktur. Yani
genel hükümler dışında yasama ve yürütme sıradan bir vatandaşa keyfî hiçbir
emir veremez. Hükûmetlerin bu açıdan vatandaşa hiçbir kategorik üstünlükleri
yoktur.
Ama orduda kıdem ve rütbe her
şeydir.
Astsubayların eylemleri ordunun
hiyerarşisine açık bir başkaldırıdır. Girerlerken kabul ettikleri her şeyin
açıkça reddidir.
Ordu, herhangi bir bakanlık veya
müdürlük vs değildir. Dolayısıyla “sivil
hak arama” şekilleriyle bir müracaat, ordu için düşünülemez. Mevcut eylem ordunun millet hayatını korumak
görevinde ciddi bir aksamadır ve kabul edilemez bir davranıştır.
Bugün meydanlarda, kendilerini,
sorumlulukları ve etkileri kendileriyle kıyaslanmayacak memurların veya
işçilerin yerine koyarak canları pahasına uymaya yemin ettikleri görev
hiyerarşisine başkaldıranların, ülke
bütünlüğü tehlikeye girdiğinde,
üstlerine itaat edeceklerine güvenilebilir mi? Veya vatanın ve milletin
bölünmez bütünlüğü üstüne yemin ederek silâh altına alınan bu insanların, bugün
maaş bahanesiyle başlattıkları bölünmenin ve başkaldırının, yarın cemaat
mensubiyeti veya etnik ırkçılık ile tekrar baş vererek orduyu zehirlemeyeceğinin
bir garantisi var mıdır? Nitekim dinciliğin orduya astsubaylar arasından
sızdığı bilinen bir gerçek değil miydi?
Son seçimlerde etnik ırkçı
katillerin yandaşlarına, İstanbul’daki bir askeri lojmandan yirmi altı oyun çıkmasının Türk
Ordusu için kabul edilebilmesi mümkün müydü?
Ordu, işlevi gereği, kendisine has kuralları olan,
olması da gereken kesinlikle hayatî bir kurum. Orduyu kendisinden başka bir
hale getirmeye çalışmak onu ortadan kaldırmaktır. Ordu geçici hükûmetlerin
kendi kısıtlı anlayışlarına göre tasarlayabilecekleri, üzerinde oyun
oynayabilecekleri bir oyuncak değil. Siyasiler Türk'e yabancılaşmış, Türk’ün
değerlerinden yoksun insanlar olabilir ama
bu yabancılıklarını ve değersizliklerini Türk Ordusu’na telkin
edemezler, etmemelidirler. Türk ordusundaki
disiplinsizlik ve yabancılaşma mutlaka önlenmelidir.
Türk
Milleti, mecbur kalırsa şüphesiz kendi varlığını korumak için kendi
iradesini kullanır ve topyekûn bir mücadeleye girer çünkü
her Türk asker doğar!
10 yorum:
En iyisi şöyle yapalım.Demokrası ilerledi ya...Sabah içtimaları saat kaçda olsun diye açık oylama.Niye olmasın? Yahu bunlar galiba şöyle düşünüyor."Nasılsa Ordunun içine ettik.Üstüne de bir tavus kuşu tüyü dikelim" diyorlar galiba.
Tabii canım! yerden göğe kadar haklısınız. Demokraside sınır mınır yok! İpileri olduk demokraside!
bos bos konusmak nekadar kolay demi? sıze nasıl gazetecılık yapmanız gerektıgını ben soylesem hosunuza gıder mı???
Bence assubaylar eşitlik istemiyorlar.İstedikleri haklarının iyileştirilmesi.şimdiye kadar hiçbiryerde assubay çıkıp ta subay maaşı istemedi.Sadece subayı emsal göstererk yaptığı işe ve riske göre maaş yada özlük hakkı istedi.Kıbrıs ta alınan tazminatlarda bile eşitlik yok.albay 5 lira tazminat alıyor assubay 3 lira.Peki ikiside aynı paraya ekmek almıyormu? subay 5 lira tazminat alıyor diye ona ekmeği 2 liradan assubay da 3 lira alıyor diye ekmeği 1 liradan mı satın alıyor.Ismarlama bir yazı olmuş..Kimlerin bu yazıyı ısmarladığıda belli.Hala akıllanmadılar!
srdr kardeşim...şimdiye kadar neden bu şekilde hak aranmadı da şu anda aranıyor? bu hak arama şekli size uygun geliyorsa benim diyeceğim bir şey yok... zahmet edip yorumladığınız için teşekkürler.
Adsız misafirimiz... Evvela burada kimseye parayla yazı yazmıyorum. Bu bir... İkincisi memleketin her yerinde ortaya çıkan fitne astsubaylar içinde de belirmiş gibi görünüyor ki bu rahatsız edici...maaşlar arasındaki mukayese mantığı yanlış... memlekette herkesi ekmek fiyatına göre eşit maaşla besleyebilir miyiz? bahsettiğiniz mukayese köktenci bir eşitlik isteği ki böyle bir eşitlik yaratılamaz... bir ast subayla bir subay aynı zamanda aynı parayla aynı emekle mi yetiştiriliyor peki? burayı doğru dürüst okuyan bile yok.. kim bana yazı ısmarlayacak? astsubaylar arasında cemaat yapılanması ne olacak beni asıl korkutan bu! keşke yorumunuzda astsubay camiasını zehirleyen etnik ırkçılık ve dincilik konularına da yer verseymişsiniz... her zaman beklerim...
Şimdiye kadar ne zaman birileri hak arasa ya anrşist yaptınız ya da provokatörlerin oyununa gelen akıl fakirleri.. Ama artık yeter. Bizi; ne satılık yazarlarınız ne de onların yazdığı deli saçmalıkları yolumuzdan alıkoyamaz. Asıl vatan hainleri vatanını kendi menfaatleri için satanlardır.
Gönül isterdi ki şu fakirhanede adınızla sanınızla bir yorum bırakacak kadar yürekli olun. Neyse önemli değil.
Güzel kardeşim, bu bahsedilenler bugünün problemi miydi? Yirmi yıldır, otuz yıldır meydanlara çıkmıyorlardı da memlekette etnik ırkçılık ordunun içine bile sızdığında mı akılları başlarına geldi? hak arayacak memleketin bölündüğü zaman dışında bir zaman bulamadılar mı? Komutanları hapse girince mi hak aramak akıllarına geldi?
Hakkı kimden talep ediyorsunuz? Ordudan ediyorsanız zaten amirlerinizin yarısı hapiste... Çok sevdiğiniz hükümetten talep ediyorsanız evvela ona Türk olmadığınızı ispat etmeniz gerekiyor.
Yazıyı yarım yamalak okuduğunuz için hak arayanlara bühtan ettiğimiz kanaatine varmışsınız.
Bu memlekette artık Atatürk'e Türk varlığına baş kaldırmak da "hak aramak" oldu farkında mısınız? Madem hak aramak konusunda bu kadar bilinçlisiniz neden astsubaylar Allah'ın günü Türk devletini tehdit eden PKK yandaşlarına karşı da seslerini bir gün olsun yükseltmiyorlar? Anlaşılan o ki maaş ve ödenek geldikten sonra meydanlarda arkadaşlarınızı şehit eden köpeklerin ulumaları sizi rahatsız etmiyor?
Silah arkadaşlarınızı şehit edip vatanın bütünlüğüne kast edenlere karşı susup da eli kolu bağlı komutanlara kafa tutmak hak aramaksa bütün yiğitliğiniz, yazıklar olsun. Bakın deli saçması yorumunuzu yayınladım ve cevabını da verdim. Siz demokrasiyi delilerin akıllıların kurduğu düzende başa gelmesi sandığınız için dinciliğe, etnik ırkçılığa susarak hak arayabileceğinizi sanıyorsunuz... Bakın sözde hak talepleriniz için yorum bölgemi açıyorum... Daha ne yapmamı istiyorsunuz? Deli saçmalarınızdan korkup susmamızı mı?
İnsan Hakları diye birşey duydun mu sevgili yazar? Hiyerarşiyi çok güzel övmüşsün.Peki bunun bir sınırının olmaması garip değil mi? 20 sene önce aradaki maaş farkı oranı yaklaşık %90'ken şimdi neredeyse %50-60'lara düştü.bunların düzeltilmesini istemek sizi niye bu kadar geriyor?
Ordular demokrasi ile değil hiyerarşi ile yönetilir. İnsan hayatlarını korumak ciddiyeti demokratik canbazlık konusu değil bir disiplin konusudur. Astsubayların hepsi maaş ve statüleri hakkında bilgili olarak işe başlıyor.
Bir iş sahibi olmak için kestirme yol olarak kullanmak iyi de neden statü ve maaşı hem de memleketin en kritik zamanında dert ediyorsunuz? Bu mesleğin şartları bunlar...
Kendinizi nüfus memuru sanıyorsanız başka iş yapmalısınız sanırım...
Yorum Gönder