Twitterdaki insanlar, gerçekten senin bu gün kaç defa tuvalete gittiğine aldırıyorlar mı sence? |
Sosyal medya gerçekte ne kadar
yararlı? “Yararlı” mı dedim?
Sosyal medya sihirli bir kelime… İnsanlarda
bir “medya oluşturabilmek” duygusu
uyandırıyor. Beğeni istatistikleri, izleyici sayıları vs . sanalağ yaratıcılarında
bir şöhret algısı oluşturuyor.
Böylece daha çok izlenmek amatör sanalağ
yaratıcılarının öncelikli hedefi oluyor.
Ama sosyal medya denen şeyin asıl
işlevi, dayanışmacı topluluk bireyleri arasında
iletişimi arttırmanın yanı sıra hızla
büyük bir reklâm kitlesi oluşturabilmesi.
Bakıyorum,
belli bir okuyucu kitlesine hitap ede yazıları derleyen siteler, reklâm
almak konusunda çok atak oluyorlar.
Alıntıyla sayfa doldurmak ve
kitleyi kazanmak işin en kolay yolu gibi görünüyor. Alıntılı haber
siteleri veya topluluk sayfalarında,
içeriğin hızlı güncellenebilmesi en büyük avantaj. Bir de topluluğun iç
dayanışma enerjisi ile yeni medya
kahramanları yaratmak mümkün olabiliyor.
Facebook ki adını her andığımızda
aslında reklâm yapmış oluyoruz, iletişimi hızlandıran buna karşılık
toplulukların birbirinden daha hızlı ayrışmasına sebep olan, farklılıkların uzlaşma imkânını azaltan ve
onların daha fazla kemikleşmesine sebep
olan bir şirket. Belki fark etmiyorsunuz
ama arkadaşlarınızın belki de dörtte biri belki daha fazlası sizi sadece bir
isim olarak listesinde tutarken içerik paylaşımlarınızı engelleyebiliyor.
Böylece sizin sessiz halinizi
daha çok sevdiklerini söylemiş oluyorlar.
Ve siz aslında bir sağır odada
bağırıp çağırdığınızı anlayamadan
dünyayı değiştirdiğinizi sanıyorsunuz.
Twitter ki o da aslında ticari
bir şirketmiş, ne yaptığını hiç anlayamadığım
araçlardan biri belki de birincisi… Bütün anladığım, kör satıcının kör alıcısı
olur, hesabı, üç-beş kelimelik dağarcığı olanların yığıştığı ve reklâm yüklediği bedava görünümlü bir arsa gibi
hizmet verdiği…
Bana öyle geliyor ki aslında sosyal
medya denen oluşum, sanalağda bir tıklama refleksi yönlendirme sanatından başka bir şey değil. Edebî, bilimsel dehanızı paylaşmanızdan
ziyade beğenileri güdüleyebilmek işi… Shakespeare bugün yaşasaydı belki de
şöyle diyecekti: “Tıklamak ya da tıklamamak… İşte bütün mesele bu!”
Sosyal medya gerçekte var mı?
Mazhar Fuat Özkan Abilerden çok baba bir şarkı...
2 yorum:
Dostum tespitlerinde hiçte haksız değilsin fakat bunun temel sebeblerine bakmak gerek bugün kapitalizm herşeyi meta haline getirmişken sadece 5 duyu organıyla algılayabileceğimizin ötesindekilerin dahi metalaştığı bu dünyada herşeyin bir para değeri olacaktır. Bu kaçınılmaz bir son fakat kader değildir. Geleceğe yön vermek halkın elindedir. Fakat bugün halk yalanlarla büyümeyi ve sahte eğlencelerle kendini kandırmayı seçiyor.
Blogculuk görece olarak kaliteli bir iş... Blogcuların para kazanmasını isterim. Sorun nedense her tür kalitesizliğin kaliteyi kovabilmesi gibi geliyor bana.. Bir yandan her şeyi satın alabilecek kadar tatminsiz bir kitle diğer yandan ürettiği kaliteye talep bulamayan sanalağ üreticileri... Belki bahsettiğimiz kısır döngüde halkı bilinçlendirmekte blog yazarları yararlı olabilir? Kim bilir? Her zaman beklerim, güzel yorum...
Yorum Gönder