Memleketin içine yuvarlandığı
medeniyetsizlik uçurumunda, az sayıda rastlanır derinlikli dizilerden biri.
Bizi geçmişte daha insan insana, can
cana olduğumuz günlere götürüyor. Teknolojinin
sanal ilişkilerle bizi aslında çok çok ötelere itelediği bir devirde
sesin ve sözün yegâne eğlence olduğu zamanları hatırlatıyor.
İçindeki bazı komik ideolojik tiplemeler dışında,
Türk toplumunun içindeki dönüşümü, farklılaşmayı duyarlılıkla işliyor.
Kahramanları belli bir
ideolojinin kahramanları olmasına rağmen
“Öyle Bir geçer Zaman Ki”, cumhuriyetle ortaya konan Türk
modernleşmesinin ailesini esas alarak toplumda yaratılmak istenen sahte “normallik”
algısına inatla karşı çıkıyor.
Kameraları, fotoğrafları ve kurgusuyla
devrin soluk izlerini hatırlatıyor. Bugün artık cumhuriyete ve Atatürk’e yabancılaştırmanın resmî uygulamalarına karşı
toplumda ciddi bir mutabakatın fikirsel zeminini hazırlıyor.
Oyunculuğuyla görselliğiyle, doğal
diyaloglarıyla “Öyle Bir Geçer Zaman Ki” hayata gülebilmenin, ümidin ve sevginin kaydını tutuyor.
Güzel dizi velhasıl-ı kelâm…
4 yorum:
Hatta bazen karakterleri kendinden birileriymiş gibi benimseyip gerçek hayattan kopabiliyorsun 2 saatliğine, o derece de bağımlılık yaratabiliyor :)
Değil mi Yeliz? Zaten bir filmden daha başka ne beklenebilir ki değil mi? Sağ olasın, her zaman beklerim...
Ne yalan söyleyim.Başta soğuktum ama sonraları beni de aldı içine.Biraz da o günleri ve o günlerin İstanbul'unu yaşamış olmanın verdiği duygu var tabii.
Evet... Sanırım senaristler de zamanla yumuşadı, empati geliştirmeye başladı... Kaybolan değerleri hatırlatan güzel bir dizi... Gene bekleriz efendim.
Yorum Gönder