6 Ekim 2012 Cumartesi

MHP’ye Rağmen Milliyetçiler


“Aman ha ona bir şey olmasın!” psikolojisi, onun yaptığı her yanlışa göz yummamıza sebep oluyorsa…

“Yapıyorsa vardır bir bildiği!” diyerek her hareketinde  bir hikmet vehmediyorsak…

O kişi veya kurum, artık kendinde aklın ve vicdanın dışına çıkabilmek yetkisinin olduğunu vehtmetmeye başlar.

Bu gün MHP’nin içinde bulunduğu hal budur.

MHP seçmeni  büyük ölçüde Arapçı dincilikle uyuşmuş/uyuşturulmuş, Türk adını kerhen ağzına alan aslında kendisini siyasal İslamcılığ'a  yakın hisseden bir kitledir.

Bu kitle ve onun seçtiği lider kadrosu vs. hiçbir entelektüel birikimi ve endişesi olmayan bildiğimiz köylü muhafazakârlığı içinde insanlardan oluşuyor.

Bu kitlenin bütün ihtiyacı, kendisine emri verecek bir lider seçip ömür boyu ona itaat etmek. Yoksa milletin  gerçek menfaati, millî gurur ve şuur için akılcı yöntemler belirlemek ve  mevcut siyasetin omurgasız uzlaşmacılığından uzak, onurlu bir  siyaset üretmek değil.

MHP’nin yaptığı, iktidarın akılcı eleştiriş ve ona akıl ve vicdan ışığında yol göstermek değil.

MHP bugün, iktidar partisine karşı içten içe bir aşağılık duygusu içinde, taabi olduğu Arapçı dinciliğin itaat kültürüyle sözde siyaset yapmaya çalışan, Türk’ü az, ümmeti bol,  köylü popülisti bir taşra partisinden başka bir şey değil…

Bugün milliyetçilerin önünde iki yol var. Bütün din algısı kadına başını örttürüp ikinci sınıf örgütlenmelerde ona kerhen yer vermek  olan köylü dindarlığı yolundaki MHP’yi  desteklemek….

Veya Türk’ün Dede Korkut’tan beri gelen kendine özgü din algısı ile bireye saygılı, özgürlükçü, lâik ve akılcı bir yol izlemek. Bu yolda örgütlenme saplantısına düşmeden, gönüllülüğe dayanan beraberlikler kurmak. Bu beraberlikler içinde, aklın ve sanatın özgürce üretmesini sağlamak.

İkinci yol, Atatürk’ün Türkiye  Cumhuriyeti için belirlediği medeniyetçilik hedefinin milliyetçi çizgisidir.

Bugün MHP’den beklenen ucuz hikmetler savurup  iktidardan himmet beklemek değil.  Ama bundan öteye gidemeyeceği de ortada…

Bundan dolayı, milliyetçi camia içinde,  bir nevi dinsiz grup gibi algılanan  Türkçüler, artık   ancak dincilikle kendilerini milliyetçi sayabilenlerden kendilerini ayırmalı ve dincilikle uzlaşmaya çalışanlarla hiçbir fikri beraberlik göstermemelidirler.

Çünkü içine dincilik ve ümmetçilik sokulmuş bir milliyetçilik, taşra nüfusundan  dindarlık ile oy almaya çalışmaktan ve dinci iktidar partilerine destek olmaktan başka bir şey yapamıyor.

Ayrıca MHP içinde, lideri eleştiren herkesin ya partiden atılması veya ağır hakaretlere maruz kalması da bu hareketin içinde artık medeni  hiçbir öz kalmadığının açık delili…

Gerçek Türk milliyetçileri yani Türkçüler,  parti kuramasalar da ürettikleri ile Türk Milleti’nin fikir hayatına tesir etmelidirler.  MHP’nin oy avcılığından  vakit bulamadığı ve ayrıca sürekli engellediği entelektüel faaliyetlerle insanların akıllarını ve vicdanlarını ikna etmeye çalışmalıdırlar.

MHP’nin nereye gittiği belli değil ama hiç olmazsa Türk milliyetçileri kendilerine ciddi bir ahlâkî ve akılcı  yol çizmelidirler.

Hiç yorum yok: