6 Nisan 2009 Pazartesi

Benjamin Button’ın TuhafHikâyesi


Kaç dalda Oscar aldı, bilmiyorum ama bence hepsi de anasının ak sütü gibi helâl…

Şehirlerin, tasarımların, kostümlerin değişimlerinin enfes nakledildiği muhteşem bir dönem filmi…

Joe Black gibi hacimli bir filmde iki apayrı karakteri başarıyla canlandıran Brad Pitt’in aynı başarıyı bu filmde de göstermesi tesadüf olamaz…

Elbette filmin bir makyaj ve özel efekt harikası olduğun belirtmeye gerek yok.

Ama şunu belirtmek gerekiyor ki böyle bir film Julia Ormond, Tilda Swinton ve Cate Blanchet gibi isimlerle oynanmasaydı sonuç tam bir facia olabilirmiş… Her ne kadar Avustralya kökenli de olsa Blanchet , İngiliz Swinton ve Ormond’un filme kattıkları dramatik ağırlığın aynı zamanda İngiliz tiyatral ağırlığı olup olmadığını ciddi şekilde düşünmeden edemedim… Bu arada kısa rolüne rağmen Jeremy İrons’ın performansına dikkati dağınık seyirciler için dikkat çekmek isterim. O kör saatçi, Irons…

Müzikler harika….
Işık, gerek psikolojiyi, gerekse dönemsel olarak tasarımın özelliğini vurgulamakta çok ustaca kullanılmış.

Senaryo bir kısa öyküyü bir klasik filme uyarlamak konusunda son derece başarılı. Elbette diyalogların, iç konuşmaların nakledilmesi de öyle… Elbette kurgudan bahsetmeye gerek yok… Filmin omurgasını oluşturan en başarılı unsur bence kurgusu…

Görüntüler muhteşem. Akılda kalan karelerle dolu bir film. Omuz çekimleriyle sayısız dramatik protreler sunuyor…

Videotekinizde bir kopyasını mutlaka bulundurmanız gereken, klasik bir film , “Benjamin Button’ın Tuhaf Hikâyesi”.

Hiç yorum yok: