26 Haziran 2021 Cumartesi

İcat Edebilmek İnsan Olmaktır

 


Toplum Kimliklerine Gerçekçi Bir Bakış

Kimliğimizi nasıl ediniyoruz?


 

Bazı  toplum kiimlikleri “kendiliğinden” ve “doğal” oluyor da bazıları “uydurulmuş” mu oluyor?

 

Bu soruyu sormamın sebebi Türkiye’de  yaratılmak istenen kimlik karmaşası ve Türklük düşmanlığı.

 

Kürtçülere, solcuların  büyük çoğunluğuna, liberallere ve şeriatçılara göre  “Türklük”, Atatürk’ün uydurduğu, aslında var olmayan bir kimlik.

 

“Milletin icadı”, “ hayali cemaatler” vs. gibi tabirlerin bu kadar  sıkça savrulmasının tek sebebi, Türk’ün “doğal olmadığı” iddiasını kanıtlamak   çabası.

 

Ama sorun şu: Türklük bir “icatsa” Kürtlük ne kadar “doğal”?

 

Buradaki saçmalık aslında  sağlıklı ve serinkanlı bir akıl yürütmeyle   derhal görülebilir.

 

İnsanoğlunun bütün toplum kimlikleri aslında birer kurmacadan ya da icattan ibarettir. Hiçbir insanın “doğadan gelen” bir kimliği yoktur.

 

İnsan kendi toplumunun kimliğini kendisi oluşturur çünkü var olabilmek için buna mecburdur.  Yani doğada zebra gibi yaban domuzu gibi, meşe ağacı gibi kurbağa gibi bir “Kürt” yaratığına rastlanmaz. “Kürt”, Tanrı’nın Kürt diye yaratıp da ortaya saldığı bir hayvan türü falan değildir. Buradaki  Kürt ismini Türk, Ermeni ya da Rum olarak da değiştirebilirsiniz.

 

Toplum kimlikleri, insanın, “anlam oluşturma”  zaruretinin sonucunda ortaya çıkmıştır.

 

Hayvanlar ve bitkiler hayatta kalmak refleksiyle yaşarlar. Dolayısıyla diğer canlılarla ilişkileri bu reflekse göre belirlenir.  Bir maymun için “anlam”  beyninin gelişme derecesine göre onun, yaşamını destekleme derecesinden ibarettir. Bundan ötede, onda, yalan söyleyecek, hayal edecek, kurgulayacak, tasvir edecek, hatırlayarak aktaracak kısaca edebiyat yapacak bir beyin yapısı yoktur. Ve herhangi bir maymun, kendisini “doğal düşmanlarını tanımlayan” diplomasi yapabilen, gururlu bir canlı olarak görmez; sadece doğanın onun kalıtımına işlediği reflekslere göre harekete geçer.

 

Peki insan toplumlarının kimlikleri nasıl oluşur? İnsanlar maymun, kaz, ördek, yabandomuzu, kurbağa gibi kendiliğinden ve doğal olarak mı “Kürt” olarak doğar?

 

Elbette hayır. İnsan, çevresindeki dünyayı  anlamlandırmadan yaşayamayan tek canlıdır. Yani insan “kurgulayamadan” yaşayamayan tek canlıdır.

 

Hayvanlar farklılıkları, yiyebildikleri ve kendilerini yiyebilecek varlıklar olarak “algılarken” insanlar her bir varlığın birbirinden  farkını önce  adlandırmayla sonra da bunlar arasındaki ilişkileri “tanımlayarak” keşfeder.

 

Dolayısıyla insanın Kürtlüğü onun kurbağalığı, yabandomuzluğu ya da balıklığı gibi onun yaratılışının doğası değildir.  Kendisine “Kürt” diyen canlı, iki ayaklı, dik durabilen ve “Kürtçe” diye adlandırılan bir iletişim vasıtasıyla benzerliğini daha kolay idrak edebilen bir insan gurubunun anlamlandırma sürecine ve kurgulama alışkanlığına bağlı olduğunu söylüyordur.

 

“Ben Türk değilim ki varlığım neden Türk varlığına armağan olsun?” diye soran Kürtçü Kürt’ü, Homo sapiensin bir alt türü sanmaktadır. Oysa insanın doğayla tek ilgisi ya da doğanın ona emredebildiği tek tür özelliği Homo sapiens olmasıdır. Bunun dışındaki bütün beraberlik adlandırmaları tamamen “kurgudur”, “icattır”.

 

İnsan toplumlarının kimliklenmesinde, dünyayı anlamlandırmaya çalışan dil, kavrayış biçimi, anlamlandırma biçimi ve yaşam biçimi  etkilidir. Böylesi bir fark hayvan sürülerinde yoktur.

 

Bütün bunlar da insan toplumlarının egemenlik kurma, örgütlenme, etkileşim becerileriyle gelişir.

 

İnsan toplumları sadece “hayvanca etiketlerle” birbirlerinden ayrılan primat sürüleri değildir. İnsan toplumları, yukarıdaki biçimleri çeşitli derecelerde becerilerle ortaya koyan  beraberliklerdir ki bu beraberliklerin en gelişmiş ve “insan”  kavramını en iyi koruyan türü de millettir/ulustur.

 

Bunun neden böyle olduğuna başka bir yazıda bakmak belki de yerinde olacaktır.

 

O halde bize “insan olmanın” gereğini ve Türk olmanın gururunu aşılayan yüce Atatürk’ün sözüyle yazımızı bitirelim:

 

Ne mutlu Türküm diyene!”

2 yorum:

Nevin Çelik dedi ki...

Aynen öyle, Ne mutlu Türk'üm diyene, diyebilene.

Afşar Çelik dedi ki...

Hocam ne zamandır yoktunuz. Hoş geldiniz. Eksik olmayın.