Türkiye 1 Nisan gece yarısı 4.5G ye; ağ teknolojilerine
dayalı yüksek hızlı(Öncekinin yaklaşık 10 katı kadar..) kablosuz veri
aktarımına geçti. Yani, Türk halkı artık on kat daha hızlı olarak doğrulara ya
da tercihlerine göre yalanlara ulaşabilecek. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde
de merkezinde şeffaf iletişimin bulunduğu yeni bir halk gücü ile politikacılar
yüzleşmek zorunda. Thomas Jefferson, “Hükümetler halktan korkuyorsa, özgürlük
vardır” demişti. Jefferson, sözü ile sivil güce- halkın gücüne vurgu yapmıştı.
Günümüzde sosyal medyanın etkin kullanımı yurttaşlara düşüncelerini ifade etme
ve kararları biçimlendirme gücünü vermektedir. Hükümetlerse (Gelişmiş
demokrasiler de bile..) bu bir güç paylaşımına yeterince hazır değildir. Wikileaks
belgeleri, en son Panama belgeleri..
.
Panama belgeleri için Edward Snowden(NSA de çalışan ABD’ li bilgisayar
uzmanı, kendisi de ilgili kurumla ilgili sızıntı yapmıştı.) veri gazeteciliği
tarihinin en büyük sızıntısı yorumunu yaptı.
Süreç, bir yıl önce Süddeutsche Zeitung’a gelen ihbarla başlar; ilgili
gazete 11.5 milyon belgenin tamamını kendi olanakları ile işleyemediği için 78
ülkeden 107 medya organizasyonuna dağıtmış haber gizliliği esasından hareket
ile bir yıl boyunca incelenmiş, internet üzerinden duyurulması ile birlikte
kısa sürede bütün dünya tarafından öğrenilmiştir. Sürecin iş dünyasına ve
siyasilere etkileri(ABD Başkanlık seçimi aday adaylarından olan Hillary
Clinton’un adı da ilgili belgelerde geçmekte, bakalım başkanlık seçimlerini
nasıl etkileyecek.) önümüzdeki zaman da görülecektir.
Sosyal medya, bireylere düşüncelerini ifade etme gücünü vermektedir,
tespitinde bulundum girişte… Aynı zamanda eyleme geçmek yerine, psikoloğa gidip
içini dökmek gibi bir rahatlama hissi mi yaratmaktadır? Facebook’ta paylaşılan
yazıları kaç takipçiniz gerçekten okuyor ya da nezaketten beğeni yapıyor? Karl
Marx, din toplumun afyonudur, derken sosyal medya da yeni yüzyılın afyonu olma
yolunda mıdır?
Başlangıçta belirttiğim gibi, tercih size ait…
1 yorum:
Derya Hanım yine güzel bir yazıyla fakirhaneyi doldurmuş, sağ olsun. Bir çırpıda okunabilen ve günlük sorunlara derinlikli yaklaşan yazıları blogu gerçekten renklendiriyor.
Bu yazıda iç içe girmiş üç konu dikkatimizi çekiyor. Her biri ayrı birer yazı konusu olabilecek şeffaf yönetim, ifade hürriyeti ve sanal ortam bağımlılığı gibi üç konuya son derece birikimli bir biçimde değinmiş.
Değerli yazarımıza teşekkür ediyor, yeni yazılarını sabırsızlıkla bekliyoruz.
Yorum Gönder