Ne yazmak gerekir diye
düşünmekten blog yazmaya vakit kalmıyor. Sanki bazı şeyleri yazmaya değmezmiş
gibi geliyor.
Bu sabah kar yağıyordu. Hava
kapalıydı. Aslında havanın kapalı olması canımı sıkmaz ama bugün canım sıkkındı
işte.
Blog bir günlük mü gerçekten?
Yoksa bir tür belgesel mi? gezi
yazıları, film incelemeleri, kitap tanıtımları yeri mi?
Blog ne kadar kişisel? Kişisellik insanları ilgilendirmiyor. Belki de ilgilendiriyor ama bambaşka bir
biçimde. Mahremiyet sınırında mı ilgiliyiz başkalarıyla? Veya meselâ bir turistik gezinin notları okuru niye
ilgilendirir?
Buna karşılık "önemli"
konular okuru neden sıkar? Okuru mu düşünmeliyiz yazarken? Ama zaten blogun
özelliği kişisel olması, değil mi?
Bu belirsizlikler bazen iyice
çapraşık bir hale geliyor ve bir tür dikenli tel gibi düşüncelere takılıp
insanın içini karartıyor. Sebepsiz bir tıkanma, yoğunlaşamama ve karamsarlık
beyninize üşüşüyor.
Blog gerçekten deli işi bir şey.
Eşiniz dostunuz bile bakmıyor, baksa bile yorumlamıyor. Veya bir tür çevre işi çevrenin
alışkanlıklarından besleniyor...
Boş...
4 yorum:
Afşar Abi merhabalar. Bilge Hoca'nın öğrencisiyim öncelikle onu belirteyim, kim ki bu yorum yazan durumunu ortadan kaldırmış olayım böylelikle :) Yazılarından bir kısmını okumak şansını elde ettim ve ciddi anlamda ilgimi çekti gerek blogundakiler, gerekse gazete yazıların. Hâlâ okumaktayım boş vakit buldukça okumadıklarımı. Bilmediğim birçok bilgi, yepyeni bakış açıları ve aslında günlük hayatımızda sürekli iç içe olduğumuz fakat üzerinde kafa yormadığımız, yalnızca haberlerde üstünkörü dinleyip geçtiğimiz konular hakkında düşünme yetisi edinmeye başladım. Aslında okullarda bu yaşa kadar çoktan aşılanmış olması gereken ama ne yazık ki test çözüp ezber yapmaktan bir türlü vakit bulamadığımız aktivite: Düşünmek. Ve tabiki yazmanın öneminin farkındalığı...Büyük bir ilgi ve dikkatle yazılarını takipteyim, selamlar...
Bir yazara edilebilecek en büyük iltifatlar bu yazdıkların, çok teşekkür ediyorum.
Pek hak ettiğimi düşünmesem de ...
İnsanlar bir şeyler yazmak için mutlaka roman veya büyük bir şeyin kafalarına bir ilham halinde düşmesini bekliyor. Yazar her yerde ve her zaman yazardır. Sorumluluğu öncelikle kendi vicdanına ve estetik yetkinliğine karşıdır.
Bloga dönecek olursak, bir blog yazarı için adsız okurların istatistiklerinden daha önemlisi, okunduğunu gösteren yorumlardır. Yorum bırakmak nezaketini gösterdiğin için çok teşekkür ederim.
hayatta hiç bir ifade önemsiz değil. Bazıları, bunun için başkalarına zarar verir. Yazmak böyle bir şey.. Yazdıklarım işe yarıyorsa ne âlâ , zaman ayırdığın için tekrar teşekkür eder, her zaman beklerim. Sevgiler.
Gördün mü hey yazar,okunuyorsun.Şikayet istemem,sen satıcısın,biz alıcı.İşte bu kadar.Evde ekmek bitmeden bakkala gidip ekmek alıyor muyuz? Uzun lafın kısası,sen yazacaksın,beynini boşaltacaksın.Biz de civcivler gibi dökülenlerle besleneceğiz.Anlaştık mı?
Eksik olmayın efendim. Estağfurullah, boşaltacak kadar dolu bir beynimiz yok, bütün arzumuz iyi kötü bir tepki. iyi olursa daha iyi olur tabii :) Her zaman beklerim arayı uzatmayınız :)
Yorum Gönder