5 Eylül 2009 Cumartesi

Türk Liberalleri İfade Hürriyetine Gerçekten İnanıyor mu?

Kendini liberal kabul eden biri olarak bu soruya müspet cevap verebilmem çok zor.

Herhangi bir fikir okulu ile mensuplarının tutarsızlıklarını kesin biçimde ayırmamız gerektiği kayıt ve şartıyla düşünüyorum.

Dolayısıyla liberal okulun normları ile mevcut durum arasındaki çelişkilerin teoriden değil de “davranıştan” kaynaklandığını iddia ediyorum.

Liberal düşüncede doğrudan şiddeti çağıran ifadeler dışındaki her fikrin, ne kadar aykırı olursa olsun ortaya konulabilmesi esastır. Norm, “şiddetsizliktir”.

Ülkemiz ifade hürriyeti açısından maalesef çok da iyi bir karneye sahip değildir.
Bu durumdan “paternalist” veya “vasi” devlet yaklaşımını sorumlu tutabiliriz. Toplumun kendi başına yürümesi yerine, kendisine biçilen role uymasını emretmek gibi sığ bir “yönetim” anlayışını olabilecek tek yönetim tarzıymış gibi kafamıza çakan da bu yaklaşımdır.

Buraya kadarki tespitimizin bizi götürmesi gereken sonuç nedir? Devletin kategorik bir kötü olduğu, yani özünde bir kötülük olduğu mudur? Bu bir ölçüde doğrudur ama “bir ölçüde”… Sınırları konmamış, şartları belirlenmemiş iddialara, önermelere düşmemek için daima âzâmî dikkat sarf ederek bu soruyu cevaplamalıyız.

Liberal düşüncenin, düşünme biçimi, “Hangi şartlarda? Sorusuna sıkı sıkıya bağlıdır, bağlı olmak zorundadır. Çünkü toplumsal düzen tasavvurunda diğer hiçbir okulda bulunmayan şekilde hukuku vurgulayan bir okulun rastgele konuşması mümkün değildir.

Türk liberalleri bu gün bu sınırlara uymadan düşünmekte ve konuşmaktalar…
Bunun en basit ve maalesef şiddetli örneği etnikçi siyaset/ terör ilişkisindeki tutumlarıdır.
Buraya kadar sergilediğimiz tutarsızlıklarının en kötü neticesi, kendi içlerine kapanmaları, okullarını, hiçbir eleştiri süzgecinden geçirmeden etnikçiliğin ipoteği altına sokmalarıdır.

Toplumsal düzenin kendiliği, devletin barışçıl bir doğal hal üzre tesisi gibi temel argümanlarına rağmen etnikçiliğin kapalı toplum tasavvurunu dayatmaktaki ısrarları çok ciddi bir çelişkidir ve maalesef bu konulardaki felsefi eleştirileri de son iki yıldır kulak arkası etmekteler.
Türk liberalleri içinde yerleşen “entenasyonalizm” maalesef millet kavramını kökten reddeden “militan” diyebileceğimiz kadar sert bir tür. Bunu son zamanlarda kullanılan “Militan demokratlık” benzeri kullanıyorum.

Öte yandan Türk liberalleri etnikçi siyaseti bütün tutarsızlıkları ve saptırmaları ile kabul eden çarpık bir hümanizm ile kendini tartışılmaz bir hale getirmeye çalışıyorlar…

Gerek etnikçiliği ve doğrudan bağlandığı terörü liberal değerler açısından eleştiren fikirlere kapalılığı gerekse kendi tutumlarının tutarlılığını yönelik sorgulamaları kaale almamaları ile bu gün Türk liberalleri, 80 öncesi radikal sol örgütlere has bir kapalılık, bağnazlık ve militanlık imajı çiziyorlar.

Bu iddialarımızı, millî egemenliğimizin açıkça tehdit edildiği son iki yılda bu tehdide karşı tutumları ile ispatlayabiliriz. Bu dönemde liberal okulun yazılarının neredeyse tamamı “milleti” yok sayan ama etnisiteyi doğal kabul eden ve bu yüzden milletle ilgili her kavramı da yok sayan yazılardan oluşuyor. İçinde yaşadığı toplumun değerlerinden habersiz ve çoğu zaman bunları basit siyasi kurgular gibi göstermeye çalışan, milleti sevgisini faşizm ve ırkçılıkla doğrudan suçlayan yazıların çokluğu, etnikçiliği eleştiren yazıların yanında muazzamdır.
Bu tutum, farklı düşüncelerin liberal değerlerle zenginleştirilme imkânını ortadan kaldırmış ve liberalizmi kabileciliğin ve “cemaatçiliğin” ezberci müdafii durumuna indirmiştir. Buradaki “cemaatçilik” salt dini cemaatçilik değildir.
Türk liberalleri görünen o ki Türk solunun geçmişteki hizipçilik ve “cemaatçilik” çıkmazına düşmüş ve bu çıkmazda kendi ezberlerine dayanan bir amentüyle düşünce dinamizmini yitirmiştir. Mevcut halde, Türk liberalleri, etnikçi kinlerin tekrarlanmasıyla “ifade hürriyetini” sağladığı illüzyonuyla kendini avutan, okulunun düşünce dinamizmini israf eden, etnikçilerin temelsiz argümanları dışındaki fikirleri, fikir dahi kabul etmemeyi normal karşılayan ve bu yüzden de çözüm üretmekten uzak bir vatansız hümanistler derneği gibi durmaktadırlar.
.





Hiç yorum yok: