16 Mayıs 2016 Pazartesi

Bölünmenin Mekaniği Üzerine


Siyasal düşüncelerin temel ekseni aynılaştırmadır.

Her ideoloji bir “tiploji” yaratmaya çalışır ve ideolojilerin felsefi çatışmaları da genellikle bu tipolojiler üzerinden yürütülür.

Liberalizmin metodolojik bireyi genel olarak Homo economicus olarak bilinir ama bu tanımlama liberal insan tasavvuru için eksiktir.

Sosyalizm için  adı konmuş bir insan tipinden bahsedildiğini bugüne kadar duymamakla birlikte üzerinde  düşünülen  ve ona göre toplumun dizayn  edilebileceğinin sanıldığı insan tipine muhtemelen  Homo colectivicus denebilirdi.

Homo colectivicus, varoluşsal temelde  özgeci,  kültürel anlamda  enternasyonal, toplumsal bağlamda paylaşımcı bir insandır.

Buna göre H. colectivicus, kendisi için yaşamak iradesinden yoksundur. Bu yoksunluk doğal değildir, iradidir. H.clectivicus   hayati ihtiyaçları dışında bir ihtiyaç tanımayan ve gerektiğinde, başkaları için bundan vazgeçen insandır.

H.colectivicus kültüre anlamda “saftır”. Hiçbir değer yargısı taşımayan, ahlâkı hiçbir kültürel kaynaktan gelmeyen, dolayısıyla insanlığa kimliksiz bir insanlıkla bağlı olan tiptir.

Toplumsal  bağlamda iş gücünü tamamen topluma bağışlamıştır. Özgeciliğin  topluma egemen olmasını  ister ve özgeci bireylerden oluşan bir toplumu organize eden bir devlet yapısı içinde mutluluğun kendiliğinden meydana geleceğine gönülden inanır.

Peki ama insana dair bu iki  ana bakış bizi nereye götürür?

Bu iki bakışta da aşılamayan ve yadsınamayacak bir davranış vardır ki o da “bölünmedir”.

Klâsik liberalizmin kabulünde haklar, onların müdafaası birey üzerinden gerçekleşir.  Birey elle tutulan, gözle görülen ev eylemlerinden sorumlu tutulabilecek en küçük birimdir.
Sosyalizmin öznesi ise toplumdur.  Öyle ki her birey en nihayetinde toplumun bir “ürünü” olarak ortaya çıkar. Dolayısıyla yetenekleri topluma olan doğal borcuyken sorumluluklarını da toplumla paylaşarak yargılanmalıdır.

Sosyalizmde bölünme bu yüzden neredeyse yok gibidir. Çünkü bireyle toplum arasında yapısal bir ayrım gözetmek mümkün değildir. Buna rağmen toplumu meydana getirecek temel bir bireysel tipoloji oluşturmak gereği, ondaki örtük bölünmeyi kanıtlar.

Sosyalizm ile liberalizm arasındaki fark,  bireyin bu bölünme/ayrışma durumunun, sosyalizmde gizlenmesi ve bastırılması, liberalizmde ise gerçek  bir ölçü olarak ele alınmasıdır.

Bu iki tercihin yol açtığı sonuçlar da şüphesiz uzlaşmaz farklılıklar içerecektir.

Liberalizmin  bireyciliğinde  tipolojinin dayandığı “aynılaşma” , aynı eylemlerde bulunmak ya da aynı davranışları göstermek ile ilgili değildir. Liberal bölünme mekanizmasının  “aynılaşma”  ölçüsü, “aynı kurallarla sınırlanmayı kabul etmekle” ilgilidir.  Liberalizmin toplumsal düzen tasavvurunda davranışların emredilmesi değil, sınırlandırılması  bu yüzden önemlidir.

Sosyalizmin aynılaştırmasında ise doğrudan doğruya   sınıf davranışının bireye dayatılması vardır. Çünkü birey her şeyini topluma borçludur. Dolayısıyla özgeci, paylaşımcı olmayan bir birey tel3akkisi sosyalizmde zaten mevcut değildir, yok hükümündedir.

O halde ideolojik insan telâkkilerini meydana getiren kabullere göre toplumsal düzende bölünmeler şekillenir. Bunun sonucunda da  üretim, adalet, savunma gibi bütün bir politik alan şekillenir.

İdeolojilerin toplumsal düzenle ilgili bu temel yaklaşımlarına  birer hayal olarak bakıp da  başka yollar denememiz daha insanî ya da ahlâkî olur muydu? Neden olmasın? 

Bazıları gerçeğin bunlardan farklı olduğunu iddia edebilir ama şu unutulmamalıdır ki her iki temel ideoloji de  zaten “gerçeği bulmak”  ya da “gerçek olmak” iddiasındadır.  Eğer bu iki temel yaklaşımdan biri “gerçek” değilse o zaman bunlardan birine dayanan bir toplumsal düzen, insanı ancak yok oluşa götürebilir.








2 yorum:

Derya Talipağaoğlu dedi ki...

Sayın yazar, milliyetçilik ve muhafazakar ideolojilerin tipolojilerinden de bahsetse de feyz alsak... Ellerinize sağlık.

Afşar Çelik dedi ki...

Değerli yazarımız, yazılarının yanısıra yorumlarıyla da düşüncemize ışık tutuyor. Bize iyi bir konu verdi.

Aklına , eline sağlık.

Derya Hanım, lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin.