Öyle ya Fransa'da, Almanya'da serbestken neden Müslüman bir ülkede yasaklanıyordu?
Gözden kaçan nokta bu ülkelerin tartışılmaz biçimde lâik oluşlarıydı.
Bir diğer husus, bu ülkelerde Müslümanlara egemenlik tevdi edilmemesi idi.
Peki ama liberaller türbanı özgürlük alanına taşımışlarken türban kampı, bu konuda ne düşünüyordu?
Türban takan kadınlar erkeklerle eşit çalışma şartları, ekonomik özgürlük, herkes için ifade hürriyeti, sınırlı devlet, kanun önünde eşitlik, kayırmasız bir serbest piyasa mı arzuluyorlardı?
Ya da kanun önünde eşitliği sağlayacak bir uluslaşma ve hukuk birliği mi istiyorlardı?
Ya da şunu soralım: Almanya'da herhangi eb,rir türbanlı beşeri hukuka isyan edebiliyor muydu?
Türbanlı kadınlar bunların hiçbirini ne istiyor ne de onaylıyor.
Türbanlı kadınlar, kararları erkeklerin aldığı, hayatın şeriatla düzenlendiği, hukukun dindarlığa ve güce göre farklı uygulandığı - bir düzen arzuluyorlardı.
Kadının erkeğin tam anlamıyla oyunaağı edildiği din düzeni daha en başta türbanlı kadının talebi olarak haklılaştırılıyordu.
Dolayısıyla türbanı aslında hemen hepsi Türk düşmanı olan liberaller dışında kimse bir temel hak olarak görmüyordu ki aynı liberaller, ifade hürriyetinin bebek katillerince istismar edilmesini sağlamışlardı.
Türban en başta beşeri hukuka ve laik hayat tarzına sonra Türk ulusal egemenliğine karşı dincilerin v
e etnik ırkçı Kürt bölücülerinin ortak bayrağı haline getirildi.
Samimiyetsizliği, ikiyüzlülüğü, çıkarcılığı ve Türk düşmanlığıyla türban artık "inancı gereği" taktığını söyleyen insanlara beslenen iyi niyeti daha fazla sömürememelidir.
Türban sadece resmi dairelerde değil hayatın her alanında yasaklanmalıdır.
Çünkü yaşananlar göstermiştir ki türban asla ulusal egemenliğe, hukuk birliğine, kanun önünde eşitliğe saygıyla kullanılmamıştır ve kullanılmayacaktır.
Türban kelle kesen vahşilerle bebek katlietnik ırkçıların, altına saklandıkları bir fitne örtüsüdür. Türkiye'nin vahşi Arap ülkelerine dönmemesi için türban fitnesi biran önce yasaklanmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder