2 Mayıs 2014 Cuma

İslâm Ve Müslümanlık

 Müslümanlar Neden İslâm’da Huzur  Bulamıyor?

Dolmuşların arka camlarında sıkça rastladığımız bir söz vardır: “Huzur İslâm’da!”

Yani? “Allah’ın varlığını ve birliğine, Hz. Muhammet’in onun kulu ve peygamberi olduğuna inananlar huzura erer…” Sanırım bu sözün anlamı budur.

Neden böyledir? Çünkü İslâm, kendisine mensubiyeti, bireyin kendi aklına ve vicdanına bırakmıştır da ondan. Müslüman olmak,  İslamiyet’ten önceki dinlerden farklı olarak tamamen kişinin kendi inisiyatifine bırakılmıştır. Müslümanlık bir toplumsal kabul ve seremoni dini değildir! Hiç kimsenin sizin Müslüman olduğunuzu onaylaması falan gerekmez.

Bunun önemi nedir? Bunun önemi dinin, insanın kendi kabulüyle elde ettiği bir “değer” haline gelmesidir. İnsan ancak kendi aklı ve vicdanıyla bir değer haline getirdiği bir varlığa gerçekten bağlanıp onu hayatının bir parçası haline getirebilir. Müslümanlık, kendilerini İslâm’a mensup görenlerin yaşayış tarzıdır. Yani Müslümanlık, “Müslümanların İslâm’dan ne anladığı” demektir.

Peki Müslümanlığın İslam’la bir ilgisi kalmış mıdır? Maalesef Müslümanlığın İslam’la hiçbir ilgisi yok. Kendilerine Müslüman diyen bir cahil zorbalar yığını, dünyada kendilerince İslâm’ı temsil etmek iddiasında.

İslâm’a, Müslümanların hayat tarzına göre baktığımızda, varacağımız sonuç, acaba gerçek bir huzur ve barış dünyası mıdır?  Gene maalesef hayır… Çünkü Müslümanlar, genel olarak kendileriyle Allah arasında başka hiçbir aracıyı kabul etmeyen, cemaat kabullerinden uzak ve dinin siyasi istismarına karşı uyanık insanlar değiller.

Bugün Müslümanlık, adı Müslüman olan insanların, her biri birer siyasal parti gibi davranan mezheplere, tarikatlere, cemaatlere  mensup olarak  yaşadıkları değişik bir dini hayat tarzıdır.

İşin kötüsü şu ki dolmuşunun arkasına “Huzur İslâm’da!” yazan şoför, bu huzurun, kelle kesen vahşiler sürüsünün egemenliği ile geleceğine inanacak kadar cahil.O şoför, huzurun, Müslüman’ın kalbinde, Allah ile olan temiz ilişkisinde yattığını düşünmüyor, bilmiyor, düşünmek de istemiyor. O, huzurun, insanların birbirlerine Arapça selam vererek koyun sürüsü gibi iç içe yaşamasından, birileri tarafından güdülmekten  kaynaklandığını düşünüyor. Dolayısıyla şeriatçı bir hükümetin insanları kamçılayıp ellerini kestiği, taşladığı bir  memlekette huzurun kendiliğinden yeşereceğini sanıyor.

Ne yapılmalı? Yapılacak iş İslâm’ın özüyle bu günkü Müslümanlığın ilgisiz olduğunu sabırla anlatmak, açıklamak.
Bu yapılmadığı zaman Müslümanlık, İslâm’ı cemaat yaşayışına ve taassubuna bağlayan, dindaşlarını kendi içinde ayrımcılığa taabi tutan, kendilerini Allah yerine koyan insanların sınırsız şiddetiyle korkutulmuş insanlar yaratan bir tür Arap mağara adamları hayat tarzı haline gelecektir, gelmiştir de.



2 yorum:

ayarsız dedi ki...

Haklısınız, Belki bu sebepten huzurlu bir islam ülkesi göremiyoruz....

Afşar Çelik dedi ki...

Ne zamandır yoktunuz. Hoşgeldiniz. Galiba öyle değil mi? her zaman beklerim