Daha düne kadar gıda
toptancılığı, belediyede hademelik, kasabada avukatlık, herhangi bir hastanede
doktorluk yapan insanlar.
“Bizim” derken ne kast ediyoruz?
Komşuluk ettiğimiz, sırrımızı, namusumuzu, gerektiğinde emanet ettiğimiz,
kendimizden bildiğimiz insanları kast ediyoruz.
İki gün evvel yüzlerce işçimiz
can verdi. Canları ve namusları devlete
emânet, yüzlerce işçimiz bir anda can verdi. Aileleri birbirlerine sarıldı,
beraber göz yaşı döktüler.
Peki “içimizden çıkmış”
hükümetimiz neredeydi? Ben söyleyeyim: Önce koruma ordusunun arasında sonra da
bir markette şarküteri reyonunda…
İçimizden çıkmış başbakanımızın
yüzünde en ufak bir üzüntü veya merhamet kırıntısı gördünüz mü?
Ayağındaki çizmeyle sedyeyi
kirletmekten korkan işçinin hali acaba “içimizden çıkmış” hükümete hiç tesir etti
mi? Sanmıyorum…
“Mahmut içeride… Onu alın, karısı
hamileydi!” diye haykıran, kendisinin kurtulduğuna sevinmek yerine arkadaşı
için endişelenen işçimizin hali, acaba hangi “devlet büyüğümüzü” duygulandırdı,
azıcık?
O işçiler “Bu ülkede yalnızca
Türk yok!” diyerek komşuyu, komşuya gavur eden bir hükümetin sadakaları için ter döken insanlardı.
“Milli irade” diye anılan hükümet
de işçinin kanıyla ıslanmış bedava kömürü aldığı için kendini akıllı sananların
hükümeti aslında.
Bu ülkede Türk var mı bilmiyorum.
Çünkü benim bildiğim, Türk, kendi acısından önce arkadaşının ailesini düşünen,
yerden maden söken, anasının sütünü hak etmek için şehit olan insan evlâdıdır.
Bu ülkede bir hükümet var mı
bilmiyorum. Çünkü benim bildiğim hükümet kendi memleketinde başka bayrak
sallanmasına izin vermeyen, kendi vatanının insanları acı çekerken onlardan
fazla üzülen, garibin gurebanın hakkını gözeten bir iradedir. Koruduğu
köpekleri, babası madende şehit olmuş insanları tekmelerken kenardan seyreden
zorba değil…
Evet bu hükümet içimizden çıkmış
bir hükümet ama görünen o ki içimizden çıktıktan sonra çekip gitmiş bir
yerlere. Bizim olmayan yerlere, bizim olmayan değerlere…
O işçiler bizim işçilerimizdi.
İçimizden çıkmadılar. Aksine iyi ce gömüldüler içimize, çıkmamacasına, gitmemecesine…
Keskin kenarlı, mavi ve kanlı bir nedamet olup bitmemecesine….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder