Şiir, işi gücü olup da arada
kendini ifade etmek isteyenlerin uğraştığı bir tür okur yazar hobisidir.
Oysa batıda şairler başka hiçbir iş
yapmadan şiirleriyle geçinir.
Bu, doğu toplumlarında, moderniteyle
uyumsuzluğun sonucunda oluşan, geri
kalmışlığın bir sonucudur.
Modernite estetik bir konfor
arayışı, yüzeysel bir görünüm değişikliği değildir.
Modernite, ferdin, yarattığı her şeyle
beraber, varlığının bir bütün olarak
tanındığı dönemlerin adıdır. BU yüzden
postmodern gibi bir terimle aşılabilecek, aşılmış bir anlayış da değildir.
Modernite, insanın salt manevi
olarak değil, üretime katkısı ile maddî olarak da bir değer taşıdığı
bilincidir.
Modernitenin sosyoekonomik
tezahürü sosyalizm değil, liberalizmdir.
Sosyalizm, liberalizmin yarattığı
bütün değer kanaatlerini tersine çevirip insan sevgisi adı altında insan
varlığını, yarattıklarıyla beraber bedavalaştırıp değersizleştirmek gayretidir.
O yüzdendir ki bütün sosyalist
şairler ancak piyasa düzeni içinde, yani kapitalizmde adamakıllı
geçinebilmiştir.
Bunun sebebi nedir?
Bunun sebebi, diğer insanların
beğenilerine ve ihtiyaçlarına sunulan ve onlardan talep gören her şeyin,
insanlar arasında karşılıklı ve serbest olarak değerlendirilebildiği piyasa
düzenidir, kapitalizmdir.
Şairlerin para kazanmasını
mantıksız bulanlar futboldan, sinemadan ve televizyondan da para kazanılmasını
bir türlü anlayamazlar.
Bunu anlayamayanlar, taleplerinin
karşılanabilmesinin bazılarına belli maliyetler yüklediğini fark etmeyen
insanlardır. Televizyonda maç izlemekten vazgeçtiği takdirde aslında
futbolcuların arzını reddettiğini, reddedebileceğinin farkına varmayan insanlar
sadece maç seyrederek aslında
futbolculara “Size ihtiyacım var!” mesajı verdiklerini de fark
edemezler.
İnsanların fikirlerinin para
etmesi demek bir yandan bize türbin
motorlarını, diğer yandan “Anabel Lee’yi” kazandırır.
Medenî memleketlerde, insan
beyninin kendisi, basit şeylerden mürekkep/bileşik ve mükemmel güzellikler
üretebilmesi sebebiyle potansiyel olarak “değerli” kabul edilir. Bu yüzden de
ürettiği her şey muhakkak talep testine sokulur.
Talep testini geçen ürünler de
gördükleri talep nispetinde yaratıcılarına para kazandırır.
Geri kalmışlık birilerinin bize
emrettiği bir durum değildir.
Geri kalmışlık, insan beyninin
üretim potansiyelini değersiz görerek insanların ileri götüren icatlarından,
üretimlerinden yararlanamamak ve diğer toplumlardan bu açıdan geride kalmak
halidir.
O yüzden şu idrak edilmelidir.
İleri ülkelerde şairler çok
kazanır ama o ilerlemeyi sağlayan şey zaten şairlerin çok kazanmasını sağlayan,
mülkiyet hakkına duyulan saygıdır.
Veya şöyle söyleyelim: “İleri
ülkelerde şairler para kazanmaz. Şairlerin para kazanması sağlanabildiği için ülkeler ilerler.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder