22 Kasım 2012 Perşembe

Dinci Toplum Mühendisliğinin Yeni Mottosu: "Çıplaklık Satar!" I


Meclis kürsüsünde, gözü yaşlı, dindar ve akil adam imajı ile tanınan bir siyasetçinin bir başka vekile "cinsellik" şantajıyla saldırması artık her şeyi iyice açık etti.

Her topluluğun  belli ahlâkî standardı vardır.

Her topluluk, "ne yapmaması gerektiğine" dair kabulüyle kendini ortaya kor. Çünkü ahlâk ne yapılması gerektiğiyle değil,  ne yapılmaması gerektiğiyle ilgili bir standarttır.

Medenî toplumlarda ne yapılmaması gerektiğiyle ilgili kahir ekseriyetle bir mutabakat sağlandığı içindir ki o toplumlar medenîdir. Eğer bir toplumda ne yapılmaması gerektiğine dair mutabakata güven tamsa ve bu mutabakat toplumun genel karakteri olacak kadar yaygınsa, o toplumda fertlerin birbirlerine güvenleri, dolayısıyla iş ahlâkı, dolayısıyla beyana dayalı hayat tarzı, dolayısıyla düşük işlem maliyeti, dolayısıyla iktisadî tasarruf imkânları daha fazla olacağından, hürriyet ve refahın böyle toplumlarda  yeşermesi tesadüf değildir.

Medenî toplumlarda cinsellik, bir kınama ölçüsü olmaktan ziyade bir hürriyet meselesi addedilir ve bundan dolayı onlarda tecavüz, ilkel toplumlara göre daha ağır bir suçtur. Ülkemizde kadın ve  çocuk tecavüzlerinin ve  çocuk tecavüzcülerin sümenaltı edildiği, aile içi taciz  ve tecavüzlerin katlanarak arttığı, kadına yönelik şiddetin muhafazakârlaşan toplumumuzda tırmandığı göz önünde bulundurulduğunda, ne demek istediğimiz daha rahat anlaşılacaktır.

Cinselliği bir hürriyet meselesi olarak ele aldığınızda, onu, ferdin tasarrufuna bırakmışsınız demektir. Bu, onun kendini giyim kuşamla veya davranışla ifade etmesinden, zevk edinmesine kadar değişik amaçlar için kullanabileceği haklardan biridir. Burada bu hakkın kayıt ve şartı cinsel yaşamın paylaşıldığı kişilerin mutlak rızasının edinilmesidir.

Mesele, "Müslüman " olduğunu iddia eden Türk toplumunda, cinselliğin, toplumsal düzenin neresine  oturtulacağıdır.

Birileri sürekli İslâmiyet'te neyin nasıl olması gerektiğine dair fetvalar vermekte, Müslüman  Türk toplumunu da bu fetvalara göre şekillendirmeye çalışmakta.

Bunu tartışanlar, zinanın bir suç olmadığını  kabul etmekte beis görmemişlerdir.
Mesele dinin ölçüleri değil aslında. Dinin, "herkese âmir ölçüleri" söylemi tamamen paravan. Bu "Benim sözümün üstüne söz söyleyemezsin!" kabadayılığının iki yüzlü bir söylenişi.
Mesele dinciliğin ahlâk standardının toplumun  bilinç altına ( "bilinç dışı" terimini özellikle ukalâca bulduğumu belirtmek istiyorum) kazınmasıdır. O standart da cinsel paranoyadır.

Dinci için ahlâk, bir şeylerden çekinmek işidir ama o, neden,  niçin çekinmesi gerektiğine dair  akıl yürütemez. Dincinin imanının ilk aşaması aklını susturmasıdır. Böylece dinini değişmez şekilde koruduğuna inanır.
Bu ciddi bir korkunun ve sığınma arzusunun tezahürüdür. Aklını susturduğu için korkusunun kökenlerine inemez. Buna mukabil ona Allah'tan korkması öğretildiğinde, varlığını idrak edemediği yaratıcıya duyduğu imanla,   korkularının sebepsizliğini bir araya getirir ve Allah'tan korktuğunu sanır. Oysa, sadece sebepsiz korkularının  köklenmesi için bir sebep bulmuştur o kadar. Korkularının isimsizliğini Allah sanmak, dinci fanatizmin ve şiddetin temelidir.

Akıl suskunluğuyla korkuların ve belki komplekslerin irdelenememesinin yarattığı akıl karanlığında dinci,  ahlâkı, ancak kendisine telkin edilen şeyler kadar bilir.

Dinci, aklı, imanının gereği olarak susturmakla işe başladığından, dinin hikmeti veya maksadıyla ilgilenemez. Dolayısıyla dinin hakikatiyle ilgili  bir ahlâkî çıkarımda da bulunamaz çünkü o çıkarımı yapacak akıl makinesinin dişililerini gönüllü olarak kırmıştır.

Hal böyle olunca, diğer insanlara yaklaşımda, kendi başına bir ölçü belirlemesi imkânsız hale gelir. Dincilik, bütün mensuplarını,  onları, akıldan sıyrılarak imanda bütünleşmiş koca bir cemaat haline getirerek toplumsal gerilimi, huzursuzluğu yok edeceği, böylece ahlâkı tesis edeceği iddiasıyla kandırır. Şeriat devletinde herkesin mutlu olacağı yanılgısı böylece edinilir. (Devam edecek)

4 yorum:

N.G. dedi ki...

Harika anlatım Mükemmel tespitler Kalemine sağlık

Afşar Çelik dedi ki...

Teşekkürler. Devam edecek :) her zaman beklerim.

selcen dedi ki...

Yazının devamını bekliyoruz.Bunları iyice deşifre etmek gerek.

Afşar Çelik dedi ki...

Gelecek efendim. Hepsi birden ağır olur diye parça parça yayınlıyoruz...