27 Mart 2009 Cuma

Karl'a Mektuplar I



Sevgili Karl,

Ne yapmam gerektiğini bilemiyorum. Şahsen, toplumsal düzenin oluşumuyla ilgili yazdıklarının yarısını son derece anlaşılmaz bulsam da, ne yapılması gerektiğine dair senden çıkardığım şeyler de tuhaf neticeler verdi.

Biliyorum sen kimseye bir reçete sunmadığını defalarca söyledin ama… Nihayetinde dünyanın nasıl bir yer olması gerektiği anlamına gelmiyor muydu yazdıkların?

Ben de anlayabildiğim kadarıyla senin dediklerini hayata geçirmeye çalıştım.

Proformya Prensi olarak epey yetkili biriyim, biliyorsundur… Kral babam bana yönetmeyi öğrenmem için bir eyalet verdi. Bunu daha kolay yapabilmem için de eyalertlerin en zenginlerinden birini verdi.

Görmelisin, baharda nasıl çiçeklenir her yan. Ülkemizin iklimi yumuşak olduğundan yılda iki ürün alabiliriz. Buğdayların başakları neredeyse erik gibidir. Geçen yıl ülkemizin petrolce zengin olduğu da ortaya çıktı. Babam, petrolün iyi bir zenginlik kaynağı olduğunu ve onun çıktığı arazi sahiplerinin de çok şanslı olduğunu söyledi.

Bu dedikleri, haddim olmayarak, çünkü o sonuçta kral, pek hoşuma gitmedi. Çünkü sen, aslında böyle şeylerin sahipliğinin olamayacağını söylüyorsun ki bu bana son derece sempatik geliyor. Yani düşünsene, sadece şansından dolayı bir petrol kuyusuna sahip olan bir adam neden diğerlerinden daha müreffeh yaşamalıdır?

Ülkemizde bulunan petrollerden benim eyaletim dışındakiler babam arazi sahiplerinin mülkiyetine bıraktı,ben bırakmadım.

Büyük petrol şirketleri o kuyuların sahiplerine epey yüksek ücretler ödediler, hepsinin adeta elini eteğini öptüler.

Oysa benim şehrimde hükümdar bendim ve benim elimi eteğimi öpmeliydiler. Netekim öyle de oldu. Bu açıdan memnunum.

Babamın hükmündeki yerlerde kuyu sahipleri çok zengin oldu, galiba onların yaşadığı yerlere yeni yerleşim yerleri ve fabrikalar açılmış, ne kadar doğru bilemiyorum? Soruşturdum, biz de oradaki fiyatlardan petrol satıyoruz ama nedense benim şehrimde herhangi bir yeni bir fabrika henüz açılmadı. Yani kğıt üstünde bakıldığında eyaletimin geliri çok fazla. Bu geliri halka eşit dağıtmaya çalıştık ama homurtuları dindiremedik. Neden şikâyet ediyorlar bir türlü anlayamadım? İşte yer altı zenginliğine sahip bir eyaletiz!? Herkese para dağıtıyorum!? Tabii bu işte en başta o bencil arazi sahipleri homurdandı ama onları eşitliği sağlamayı istediğim için böyle yaptığım konusunda ikna ettim. Bazılarını tutuklamak zorunda kaldım ama hepsi halkın iyiliği için! Öbür yandan… Dağıtılan paranın ancak bazı temel ihtiyaçlara yettiği konusunda şikâyetler alıyorum ki bu da bence hainlerin işi! Herkesin ekmek alabildiği bir ülkede bazılarının araba sahibi olamaması çok mu dayanılmaz bir şey?

Neyse ben gene yazarım, çok uykum geldi. Şirketlerden birinin yolladığı ısıtmalı su yatağındaki üç bin şarkıdan birini dinleyip, otomatik masaj fonksiyonuyla uyuyacağım. Bunları bizim yapamamamız ne kötü! Ama ben de halkımın ekmeğini sağlıyorum, değil mi sonuçta?

Sana fikirlerin için teşekkür ediyor, onları teker teker hayata geçirmek için söz veriyorum.

Hoşça kal.


Proformya Krallığı Diseplinya Eylaleti Prensi Valdez Ninelyus

Hiç yorum yok: