27 Mart 2009 Cuma

Bir Adam Niçin yazar?


Bir adam niçin yazar?
Adamlığım konusunda ciddi endişeler taşıdığımdan aslında bu soruyu üzerime hiç alınmamam gerekir.
Gene de “Belki adam olurum?” hayaliyle yazıyorum herhalde? Belki soruyu kadın yazarlar olduğunu da göz önüne alarak “Bir insan niçin yazar?” diye sormalıydım?

Belki sürekli bir kaçış hali benimkisi?
Belki hiç bitmeyen kavgalardan sığındığım gizli bir liman?

Veya huzur arayışı? Ya huzuru bulursam bir gün? Belki çoğumuzun aradığı mutlak huzur ancak ölümdür ve belki bütün kavgamız ondan kaçmak içindir?

Belki başka yazarların var olma çabalarını, var olma şekillerini anlayabilmek için yazıyorum? Çünkü ancak onların hayatı bana “daha özel ve ayrı anlamlı” geliyor.

Yazmak kelimeleri havaya savurmak gibi… Hindiba tohumları gibi etrafa saçıp bir gün bir yerde yeşereceklerini ümit etmek…

Veya bir tür terapi… Olmayan bir yerlerin aslında olması gerektiğine dair duyulan cılız ümidiyle kulaç atmak… Varlığımın anlamını kendi kendime fısıldamak…

Bir yazar ne elde eder? Okur sevgisi veya talebi şüphesiz istenir… Ama bundan öte, sanırım sonu belirsiz bir seyahate adım atıp, onu bütün tehlikeleriyle yaşadıktan sonra karaya ayak basmanın, her seferinde eve dönebilmenin heyecanıdır yazarı ayakta tutan…

İşbu sebepten aklıma geliyor ki yazar ne toplum için yazar ne de sanat için yazar; yazar sadece kendisi için yazar….

Hiç yorum yok: