15 Kasım 2014 Cumartesi

MHP'ye Rağmen Bir Türkçülük Mücadelesi İçin Basit Bir Manifesto


Türk sağı kabaca iki kanattan oluşur: Dinciler ve milliyetçiler.

Bu ayrım aslında yanıltıcıdır. Çünkü bugün artık  adına “milliyetçi” denen kesimin “milletten” anladığı da büyük ölçüde dini mensubiyete dayanan bir beraberliktir. Ayrıca artık milliyetçilik   dine göre şekillen bir hayat tarzını arzulayanların , felsefesi olmayan bir politik  tavrından ibarettir.

MHP’nin kuruluşunda emeği geçmiş bazı büyüklerimiz MHP’nin  aslında dinci olmadığına hâlâ yürekten inanıyorlar.

Hakikat bu mu? Maalesef hakikat bu değil.

Ama bizim asıl sıkıntımız bu da değil.

Dincilerin nakle dayanan ezberci ve vahşi  politik anlayışlarına özenerek onlar gibi olmaya uğraşan ve bunun toplumdan yana olmak, onun değerlerini benimsemek olduğunu sanmak ancak belirli bir sürecin sonucu.

Bu süreç, MHP’nin, kitleleşmek arzusuyla gerçek milli değerlerin yerine İslâmcılığın sembollerini koymasıyla başlamıştır.  MHP’nin sembol olarak Bozkurt yerine üç hilali seçmesi, yönünü Türkçülük yerine ümmetçiliğe çevirdiğinin ilk işaretidir. Osman Yüksel Serdengeçti ki kendisinin milliyetçi bir fikirle gerçekten alâkasının ne olduğunu asla tartışılmamıştır,  kendi dağarcığının alamayacağı kadar büyük bir entelektüel mirasın heba edilmesine sebep olanların sanırım başında gelmektedir.

Daha sonraları Namık Kemal Zeybek’in başını çektiği “eğiticiler” grubunun milliyetçi gençlerin kafasını Arap özentisi köylü Müslümanlığı ile doldurması, belki kısa vadede MHP’ye bir sempati kazandırmıştır. Ama bunun uzun vadeli sonucu, hapishaneden çıkınca kafasına sarık saran ve en nihayetinde kitlesel siyasal İslâm’a payandalık eden tarikatçı insanlar olmuştur.

Burada söz konusu olan asıl büyük sorun, MHP’nin aldığı bu dinci melezi çarpık şekillenmeyi doğal, olması gereken ve değiştirilemez bir vakıa/olgu olarak görmektir.

Çünkü MHP’yi bu haliyle kabul etmeye ve ettirmeye çalışmak hem  fikir namusu tanımayan eyyamcı  dincilikle aynı metodu benimsemeye hem de genel anlamda milliyetçiliğin fikri olarak ölmesine sebep olmakta.

MHP bugünkü haliyle milliyetçilik iddiasında bulunamaz. Anayasa’dan Türk adının çıkarılmasına karşı gösterdiği tepki dışında, MHP’nin bugün Türk Milleti’nin hürriyet ve refahı için gerekli olan akılcı, medeni ve laik  bir siyaset felsefesiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur.

Peki ama  sırf barajın  azıcık üstünde bir oyla ve sürekli dinciliğe destek vererek var olmaya çalışan bir partinin, milliyetçi oyları daha fazla sömürmesi mümkün müdür; dahası ahlâkî midir? Elbette bu mümkün değildir, olmamalıdır ve ahlâkî de değildir.

MHP’nin bugün geldiği nokta, Türkçü bilinci sürdürmek yerine “halkın anlayacağı” düşünülen köylü ve daha sonra kenar mahalle dindarlığını milliyetçiliğe giydirmek gayretinin neticesidir.

Peki bu ilanihaye  böyle gidemeyeceğine göre ne yapılmalıdır?

Yaygın görüş MHP’nin en büyük milliyetçi parti olduğu ve yerine  kitlesel bir başka partinin kurulamayacağıdır.

Siyasi kutuplaşmanın, tarihimizin hiçbir döneminde olmadığı kadar keskinleştiği dahası kemikleştiği bir dönemde bu endişe yersiz değildir.

Bu durumda MHP dinci cehaletin ve siyasi dalkavukluğun  çıkmazına terk mi edilmelidir? Gerekirse bu da yapılmalıdır. Çünkü Türk Milliyetçiliği herhangi bir partinin yarı okumuş yöneticileriyle  dinciliğin kolaycılığına saplanmaktan memnun  kaygan ve kaypak bir tabanın ellerine bırakılamayacak kadar önemlidir.

O halde ne yapılmalıdır?

Türk Milliyetçiliğinin cahil kitlelerin dindarlığına sürüklenmesiyle başlayan süreç iyi okunmalıdır. Çünkü bu süreç başlarda halkın dini duyarlılığını gözetmek gibi görünmüş olsa da daha sonra adam akıllı milliyet kavramının dayanağını dinden aramak taassubuna dönüşmüştür.
Yapılması gereken sürecin tersine  çevrilmesidir.

Bugüne kadar zamanımız dinci  melezi siyasetçilerce israf edilmiştir. Nerede ne yapmaları gerektiğine ancak rakiplerine bakarak karar veren fakat on yıl sonrası için hiçbir kalıcı siyasi söylem ve felsefe geliştirmemiş siyasi kadrolar, milliyetçiliğin bugünkü enkazından sorumludurlar.

O halde Türk Milliyetçileri MHP’ye mahkûm olmaksızın kendi başlarına toplumu bilinçlendirmeye çalışmalıdır.

Bunun için her bir Türkçü/ Türk Milliyetçisinin ( çünkü MHPliler bugün açıkça ümmetçi ve şeriatçidir) toplumun bilincine en hızlı şekilde ulaşacak iletişim vasıtalarından  yararlanmaya başlaması gerekmektedir ki bunun  da başında sanalağ geliyor.

Sanalağda sosyal medyanın kullanımında en başta gelen sorun sosyal medya bağlantılarının sınırlı bir tanıdık kesiminden oluşması.

Bunun aşılabilmesi için de her Türkçü’nün sanalağda kişisel ilgi odakları  oluşturmasına gayret edilmelidir. Bunlar mesela bedava ve kolay olmalarından dolayı sanalağ günlükleri/bloglar olabilir.

Veya  bir dergi mahiyetinde olabilecek ortaklaşa açılmış  ağ sayfaları, zamanla kurumsallaştırılabilir.

Bazı haber siteleri  gerek telif gerekse iktibas yazılarla  çalışmaktadır fakat Türkçülerin artık daha fazla fikir üretimine ihtiyaçları vardır.

Bu fikir üretiminde de siyasal ezberin ötesine geçilmelidir. MHP bir kitle hareketi olmak için uğraşmıştır ama Türkçülüğe hiçbir ideolojik içerik kazandıramamıştır. Zaten partilerin işi fikir üretmek değildir. Onlar  kurulmuş fikir çerçevelerini halka birer proje olarak sunarlar ama  derinlikten yoksundurlar. Ancak slogan düzeyinde  kolay yutulan fikir paketleri üretebilirler. Eğer  ciddi bir entelektüel birikimdn yararlanmıyorlarsa bu sloganlar ancak basit iman cümleleri olarak kalırlar. “Kanımız aksa da zafer İslam’ın!” gibi saçma sapan bir sloganın, milliyetçiliğin gereği sanılması bundandır.

Sosyal medya basit bir iletişim vasıtasıdır ve hızlı haberleşmeyi sağlar ama bu yolla fikir üretmek mümkün değildir.

Türkçüler acil olarak ideolojik dağarcıklarını zenginleştirecek şekilde okumalar yapıp bunlardan elde ettikleri kanaatleri  kendi sanal ağ ortamlarında  ortaya koymalaı ve ondan sonra sosyal medyayı bunları duyurmak için kullanmalıdırlar.

Milliyetçiliğin bu  en kazına bir günde ulaşılmadığına göre onun ihyası da bir gün de olmayacaktır ama buna bir an önce başlanmalıdır. Türkçülerin ideolojik  donanımlarını güçlendirmek için MHP’nin onayına ihtiyaçları yoktur!

Bugün MHPye zarar vermemek  için akılların ve vicdanların susturulması Türk milliyetçiliğini hem içerik olarak yoksullaştırmakta hem de ahlaken onu büyük bir korkaklık, tavizkarlık ve riyakârlık izlenimine  batırmaktadır.

MHP’yi bekleyecek ne zamanımız ne de enerjimiz vardır.

Her Türk Milliyetçisi, artık kendi aklı ve vicdanıyla kendi imkânı ve bilgisi dahilinde bildiklerini, tecrübelerini ve kanaatlerini en hızlı şekilde insanlara ulaştıracak ortamları kurmakla mükelleftir.

Başkasına uymak sadece koyunlar için bir mazeret olabilir, Bozkurtlar için değil!





4 yorum:

selcen dedi ki...

Bugün MHPye zarar vermemek için akılların ve vicdanların susturulması Türk milliyetçiliğini hem içerik olarak yoksullaştırmakta hem de ahlaken onu büyük bir korkaklık, tavizkarlık ve riyakârlık izlenimine batırmaktadır.

MHP’yi bekleyecek ne zamanımız ne de enerjimiz vardır.

"Her Türk Milliyetçisi, artık kendi aklı ve vicdanıyla kendi imkânı ve bilgisi dahilinde bildiklerini, tecrübelerini ve kanaatlerini en hızlı şekilde insanlara ulaştıracak ortamları kurmakla mükelleftir.

Başkasına uymak sadece koyunlar için bir mazeret olabilir, Bozkurtlar için değil!"

Afşar Çelik dedi ki...

Beğendiğinize sevindim Selcen Hanım. Arayı uzatmayalım, her zaman bekliyoruz, fakirhaneye.

Aklınıza, elinize sağlık, saygılar.

erguntutus dedi ki...

Bizde ana damarı Hoca Sadettin'e kadar dayanan Türk'lerin 1071 safsatası ve Müslüman'lığın Türkler ile eş anlamlı kabul edildiği, sunni İslamcılık tarafgirliği, 10 ağustos 2014 tarihinde Türk ulusu-milleti kavramını maalesef tarihin karanlık sayfalarına atmış ve hapsetmiştir..Tüm liderlerin söylemlerini analiz ettiğiniz de.....tamamının ortak nokta olan Türklüğün tasfiyesinde birleştiklerini görmek mümkündür...Geri dönüş olur mu...??..zannetmem..çok kararlı geldiler yada getirildiler..Muhtemelen 2016 Türk'lüğün, bitiş tarihi olacaktır...saygılar..

Afşar Çelik dedi ki...

Hayatı ve tarihi kendi yaşamımızdan ibaret sanıyoruz.

Türklük referandumla oluşturulmadığı içindir ki yarım kıllı liderlerin mutabakatıyla da ortadan kaldırılamaz. Siz merak etmeyin :)

Ne zamandır yoktunuz. Merakta bırakmayın. her zaman bekliyorum. Saygılar.