19 Kasım 2014 Çarşamba

Amerikan Federalizmi Ama Nasıl?

Bazı gerzekler, kuvvetler ayrılığının,
ayaklarına  dolaştığını söylüyordu ya

Bundan birkaç yıl önce bir memur heyeti Amerikan federal sistemini incelemek için ABD’ye gitmişti.
Aslında oraya niye gittiler bilmiyorum, çünkü Amerikan polisiyeleri siyasal ve hukuki yapıyı anlamamız için son derece yeterliydi.

Bazıları ABD'deki başkanlık sisteminde bir tür "seçilmiş Tanrı" olduğunu falan sanıyor. Oysa yandaki diyagram Amerikan federal devlet yapısının aynen bizdeki gibi Anayasadan yetkilendirilen yasama , yürütme ve yargı organlarından oluştuğunu gösteriyor.

Şimdi elbette bizdeki bazı aklı evveller eyalet parlamentolarından, “anayasalarından” vs bahsedeceklerdir.

Onlara gene Amerikan filmlerinden bir örnek vermek isterim. Meşhur filmdir: “Missisipi Yanıyor” Filmde  Missisipi eyaletinde işlenen sıradan sayılabilecek bir cinayetle ilgili olarak federal bir dedektifin olayı aydınlatma mücadelesi anlatılır.

Şüphesiz Amerikan eyaletlerinin kendilerine has toplumsal yapıları vardır. İç savaş kuzeyin zaferiyle sonuçlanmasına rağmen güney eyaletlerinde ırkçı damar asla kurumamıştır.

Dedektif yerel yetkililerle ve halkla görüşmelerinden pek verim alamaz. Öyle ki karşısına “Burası bizim çöplüğümüz!”  havasında bir meydan okuma çıkar. Görünen odur ki yerel halk federal yetkilileri pek de iplememektedir. Oysa dedektifimiz biraz da aşırı sayılabilecek bir yolla yerel zorbaların tekerine çomak sokar ve olayı çözer. Filmin sonunda Amerikan federal yetkilileri kasabadadır ve dünyayı kendi “çöplüklerinden” ibaret sanan güneyli taşralı hödükler en nihayetinde nasıl bir devletin vatandaşı olduklarını anlarlar.

Aslında Amerikan sinemasında benzer öyküler çoktur.

Bu öykülerde dikkat çeken bir başka yön  IRS  yani “Gelirler Dairesi”. Bu öyle bir kurum ki  herhangi bir küçük  suçtan dolayı eyalet değiştirerek belki kurtulabiliyorsunuz ama IRS’ten ülke genelinde kaçmanız imkânsız. Bu kurum Amerikalıları FBI’dan bile fazla korkutuyor. Malum: “Vergiler ve ölüm mutlaktır!”

Amerikan Ordusu bir başka federal yapı. Amerikan eyaletlerinin ayrı parlamentoları olabilir ama hiçbirinin  federal  hükümetten bağımsız veya ona karşı durabilecek bir  “özerk ordusu” falan yok. “Ulusal muhafızlık” kurumu da Amerikan federal savunma stratejisinin ülke genelinde birlik teşkil eden bir başka yönü.

Bir başka federal değer , ABD Anayasası. Hiçbir eyaletin bu metinde yazılan hukuksal bütünlüğe, bu metinle tanımlanan ulusa, bayrağa , ulusal yaşa tarzına vs itiraz etme hakkı bulunmuyor.

Bunlardan bahsetme sebebimiz şu:
Türkiye’de Kürt etnik ırkçılığı bizi federasyona zorluyor. Aklıevvel “muhafazakârlarımız” da Amerikan örneğine özeniyor.

Ama hiçbiri Amerikan federalizminin nasıl yürütüldüğünü bilmiyor. Amerika’da “Federal”  terimi, bütün özerklik tahayyüllerinin ve uygulamalarının ötesinde üstün, aşkın ve egemen bir devlet  örgütlenmesi anlamına geliyor.

Bu da şu anlama geliyor: Amerikan  federalizmi aslında bizim “üniter” diye bildiğimiz  gayet ciddi bir yönetim  ve hukuk birliğini ifade ediyor.

Oysa Kürt ırkçıları ve dinciler her “eyaletin”  merkezden neredeyse tamamen bağımsızca hareket edebildiği  bir federasyon hayali kuruyor.

Kürt ve dinci aklı evveller şunu bilmeli ki Türkiye’de gerçekten  Amerikan tipi bir federalizm kurulduğu takdirde  “federal ordu” ve “federal polis “ hiç de Kürtçülerin sandığı gibi Kürt hırçınlığından korkmaz. ABD’de federal sistemi tehdit anlamına gelen her türlü bölücülük nasıl  cezalandırılıyorsa bizim federalizmimiz de de yanı şartlar geçerli olmalıdır.

Şimdi umarım ki federalizmle Kürt keyfiliğinin ve şımarıklığını tatmin edebileceğini sananlar, durumu bir daha düşünür.



Hiç yorum yok: