Bazı gerzekler, kuvvetler ayrılığının, ayaklarına dolaştığını söylüyordu ya |
Bundan birkaç yıl önce bir memur
heyeti Amerikan federal sistemini incelemek için ABD’ye gitmişti.
Aslında oraya niye gittiler
bilmiyorum, çünkü Amerikan polisiyeleri siyasal ve hukuki yapıyı anlamamız için
son derece yeterliydi.
Bazıları ABD'deki başkanlık sisteminde bir tür "seçilmiş Tanrı" olduğunu falan sanıyor. Oysa yandaki diyagram Amerikan federal devlet yapısının aynen bizdeki gibi Anayasadan yetkilendirilen yasama , yürütme ve yargı organlarından oluştuğunu gösteriyor.
Şimdi elbette bizdeki bazı aklı evveller
eyalet parlamentolarından, “anayasalarından” vs bahsedeceklerdir.
Onlara gene Amerikan filmlerinden
bir örnek vermek isterim. Meşhur filmdir: “Missisipi Yanıyor” Filmde Missisipi eyaletinde işlenen sıradan sayılabilecek
bir cinayetle ilgili olarak federal bir dedektifin olayı aydınlatma mücadelesi
anlatılır.
Şüphesiz Amerikan eyaletlerinin kendilerine
has toplumsal yapıları vardır. İç savaş kuzeyin zaferiyle sonuçlanmasına rağmen
güney eyaletlerinde ırkçı damar asla kurumamıştır.
Dedektif yerel yetkililerle ve halkla
görüşmelerinden pek verim alamaz. Öyle ki karşısına “Burası bizim çöplüğümüz!” havasında bir meydan okuma çıkar. Görünen
odur ki yerel halk federal yetkilileri pek de iplememektedir. Oysa dedektifimiz
biraz da aşırı sayılabilecek bir yolla yerel zorbaların tekerine çomak sokar ve
olayı çözer. Filmin sonunda Amerikan federal yetkilileri kasabadadır ve dünyayı
kendi “çöplüklerinden” ibaret sanan güneyli taşralı hödükler en nihayetinde
nasıl bir devletin vatandaşı olduklarını anlarlar.
Aslında Amerikan sinemasında benzer
öyküler çoktur.
Bu öykülerde dikkat çeken bir
başka yön IRS yani “Gelirler Dairesi”. Bu öyle bir kurum
ki herhangi bir küçük suçtan dolayı eyalet değiştirerek belki
kurtulabiliyorsunuz ama IRS’ten ülke genelinde kaçmanız imkânsız. Bu kurum
Amerikalıları FBI’dan bile fazla korkutuyor. Malum: “Vergiler ve ölüm
mutlaktır!”
Amerikan Ordusu bir başka federal
yapı. Amerikan eyaletlerinin ayrı parlamentoları olabilir ama hiçbirinin federal
hükümetten bağımsız veya ona karşı durabilecek bir “özerk ordusu” falan yok. “Ulusal muhafızlık”
kurumu da Amerikan federal savunma stratejisinin ülke genelinde birlik teşkil
eden bir başka yönü.
Bir başka federal değer , ABD
Anayasası. Hiçbir eyaletin bu metinde yazılan hukuksal bütünlüğe, bu metinle
tanımlanan ulusa, bayrağa , ulusal yaşa tarzına vs itiraz etme hakkı
bulunmuyor.
Bunlardan bahsetme sebebimiz şu:
Türkiye’de Kürt etnik ırkçılığı
bizi federasyona zorluyor. Aklıevvel “muhafazakârlarımız” da Amerikan örneğine
özeniyor.
Ama hiçbiri Amerikan
federalizminin nasıl yürütüldüğünü bilmiyor. Amerika’da “Federal” terimi, bütün özerklik tahayyüllerinin ve
uygulamalarının ötesinde üstün, aşkın ve egemen bir devlet örgütlenmesi anlamına geliyor.
Bu da şu anlama geliyor:
Amerikan federalizmi aslında bizim “üniter”
diye bildiğimiz gayet ciddi bir
yönetim ve hukuk birliğini ifade ediyor.
Oysa Kürt ırkçıları ve dinciler
her “eyaletin” merkezden neredeyse
tamamen bağımsızca hareket edebildiği
bir federasyon hayali kuruyor.
Kürt ve dinci aklı evveller şunu
bilmeli ki Türkiye’de gerçekten Amerikan
tipi bir federalizm kurulduğu takdirde “federal
ordu” ve “federal polis “ hiç de Kürtçülerin sandığı gibi Kürt hırçınlığından
korkmaz. ABD’de federal sistemi tehdit anlamına gelen her türlü bölücülük
nasıl cezalandırılıyorsa bizim
federalizmimiz de de yanı şartlar geçerli olmalıdır.
Şimdi umarım ki federalizmle Kürt
keyfiliğinin ve şımarıklığını tatmin edebileceğini sananlar, durumu bir daha düşünür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder