4 Temmuz 2014 Cuma

AKP Seçmeninin İdraksizliğinin Ülkeye Maliyeti

AKP seçmeninin ruh hali ve  düşünme şekli aslında başlı başına bir inceleme konusu olmalı.

Neden?

Çünkü açık gerçeklere karşı AKPli seçmenin cevapları, tepkileri gerçekten çok düşündürücü.

Bir yandan sınırımızın dibinde   süren ve yavaş yavaş şehirlerimize sıçramak üzere olan dinci terör, diğer yanda devletimizin milletiyle bölünmez bütünlüğüne  karşı otuz yıldır savaşan etnik terör örgütünün büyüyen tehdidi hayatımızda gittikçe daha fazla yer işgal ediyor.

Peki AKP seçmeni için bu açık ve objektif tehditler ve tehlikeler ne anlama geliyor?

Açıkçası AKP seçmeninin bunları algılayabildiğini düşünmüyorum. Daha da ileri gidersem; AKP seçmeninin herhangi bir şeyi algılayabilecek  insani bir zekâya sahip olduğunu düşünmüyorum. Neden böyle düşünmüyorum?

Çünkü insan, kimden yana ve kime karşı olduğuna dair  ahlâkî ve akılcı bir tercih yapan tek canlıdır. Bu tercih keyfî bir tercih değildir. İnsanın dost-düşman algısı siyasi bir zorlamanın sonucu değildir. Bu tercih öncelikle insanın varoluşuna uygun hareket etmeyenleri kınamak açısından ahlâkîdir.

Toplumsal düzen ve siyaset ilişkisi açısından da toplumlaşmak, uluslaşmak, devletleşmek süreçlerinde kendi değerlerine ve normlarına sahip bağımsız bir beraberlik oluşturmak davranışı, bu davranışı benimseyenler ve benimsemeyenlere karşı bir  tercih geliştirmek mecburiyetini doğurur. Dolayısıyla “düşman” algısı, savaş seven devletlerin uydurduğu bir şey değildir.  
“Düşman”,  uluslaşma sürecindeki toplumların bağımsız davranmak ve devlet erkine karşı olan birey veya topluluklar demektir.

Şimdi takkeyi önümüze koyup düşünmek zamanıdır. AKP seçmeni bunları müdrik bir insan mıdır?  Maalesef öyle değil. Çünkü AKP seçmeni kimin dost kimin düşman olduğuna dair herhangi bir kimlik sahibi değil!  Siyasiler sürekli ona bir “Müslüman” kimliği biçmeye çalışsa da AKP seçmeni dünyada insan olmanın gerektirdiği  varoluşsal ve dolayısıyla ahlâkî tercihlerden elinden geldiğince kaçıp bir yandan da insanların üretimlerinden, yaratımlarından yararlanmak isteyen, hazır yiyici ve bir ölçüde parazit davranışını benimsemiş bir “insan yığını”.

Neden  AKP seçmenini bir “yığın” olarak görüyorum?

Çünkü yığınlar tektür ve edilgen birimlerden oluşurlar. Tuz tanelerinin başlarına gelecekler konusunda ne bir fikirleri ne de tesirleri olabilir.  Bu da tuz tanelerinde bir varoluş bilincinin olmamasından kaynaklanır.

AKP seçmeni denen insan tipi de insanca  davranmaktan korkan ama insan haklarından yararlanmak isteyen bir etkisiz  bireyler yığını olarak memleketin kaderini yönetmektedir. AKP seçmeni bu kadar etkisizken nasıl yönetmektedir? AKP seçmeni taraftarlığını hiçbir ahlâkî sorgulamaya taabi tutmaksızın  “kendi yaptığı puta tapmaktadır”. Siyasein emrine aklını ve vicdanını teslim eden bu kitle neye dokunduğunu bile bilmeden  bir domino etkisi yaratıp Türk ülkesini yıkıyor.

AKP seçmeni insanlığın bedelini ödemeksizin insanların sırtından geçinmeye çalışıyor.

AKP Türk insanını, beyni, midesinde ve kasıklarında kimliksiz bir parazit canlı  tipi haline getirdi. AKP seçmeni, Arapça konuştuktan sonra midesine  her şeyi sokuşturabilen ve alabildiğine  sevişmek için her fetvayı araştıran insan altı bir canlı  tipi olmayı “bedava insan” olmanın yolu zannediyor.

Bu ahlâk ve akıldışı kitle  ancak akılcı ve ulusal bir anayasal kısıtlama ile engellenebilir ve engellenmelidir. Çünkü demokrasi insan olmaktan vazgeçenlerin insanları seçim yoluyla sömürmesi değildir ve olmamalıdır.




2 yorum:

selcen dedi ki...

Bunlar güce tapar.akp den güçlüsü çıkarsa mesele de biter.

Afşar Çelik dedi ki...

Aynen. Tıpkı cahiliye dönemi Araplarının yaptığı gibi... Her zaman beklerim efendim.