Neden?
Çünkü açık gerçeklere karşı AKPli
seçmenin cevapları, tepkileri gerçekten çok düşündürücü.
Bir yandan sınırımızın
dibinde süren ve yavaş yavaş
şehirlerimize sıçramak üzere olan dinci terör, diğer yanda devletimizin milletiyle
bölünmez bütünlüğüne karşı otuz yıldır
savaşan etnik terör örgütünün büyüyen tehdidi hayatımızda gittikçe daha fazla
yer işgal ediyor.
Peki AKP seçmeni için bu açık ve
objektif tehditler ve tehlikeler ne anlama geliyor?
Açıkçası AKP seçmeninin bunları
algılayabildiğini düşünmüyorum. Daha da ileri gidersem; AKP seçmeninin herhangi
bir şeyi algılayabilecek insani bir
zekâya sahip olduğunu düşünmüyorum. Neden böyle düşünmüyorum?
Çünkü insan, kimden yana ve kime
karşı olduğuna dair ahlâkî ve akılcı bir
tercih yapan tek canlıdır. Bu tercih keyfî bir tercih değildir. İnsanın
dost-düşman algısı siyasi bir zorlamanın sonucu değildir. Bu tercih öncelikle
insanın varoluşuna uygun hareket etmeyenleri kınamak açısından ahlâkîdir.
Toplumsal düzen ve siyaset
ilişkisi açısından da toplumlaşmak, uluslaşmak, devletleşmek süreçlerinde kendi
değerlerine ve normlarına sahip bağımsız bir beraberlik oluşturmak davranışı,
bu davranışı benimseyenler ve benimsemeyenlere karşı bir tercih geliştirmek mecburiyetini doğurur. Dolayısıyla
“düşman” algısı, savaş seven devletlerin uydurduğu bir şey değildir.
“Düşman”, uluslaşma sürecindeki
toplumların bağımsız davranmak ve devlet erkine karşı olan birey veya
topluluklar demektir.
Şimdi takkeyi önümüze koyup düşünmek
zamanıdır. AKP seçmeni bunları müdrik bir insan mıdır? Maalesef öyle değil. Çünkü AKP seçmeni kimin
dost kimin düşman olduğuna dair herhangi bir kimlik sahibi değil! Siyasiler sürekli ona bir “Müslüman” kimliği
biçmeye çalışsa da AKP seçmeni dünyada insan olmanın gerektirdiği varoluşsal ve dolayısıyla ahlâkî tercihlerden
elinden geldiğince kaçıp bir yandan da insanların üretimlerinden,
yaratımlarından yararlanmak isteyen, hazır yiyici ve bir ölçüde parazit
davranışını benimsemiş bir “insan yığını”.
Neden AKP seçmenini bir “yığın” olarak görüyorum?
Çünkü yığınlar tektür ve edilgen
birimlerden oluşurlar. Tuz tanelerinin başlarına gelecekler konusunda ne bir
fikirleri ne de tesirleri olabilir. Bu
da tuz tanelerinde bir varoluş bilincinin olmamasından kaynaklanır.
AKP seçmeni denen insan tipi de
insanca davranmaktan korkan ama insan
haklarından yararlanmak isteyen bir etkisiz
bireyler yığını olarak memleketin kaderini yönetmektedir. AKP seçmeni bu
kadar etkisizken nasıl yönetmektedir? AKP seçmeni taraftarlığını hiçbir ahlâkî
sorgulamaya taabi tutmaksızın “kendi
yaptığı puta tapmaktadır”. Siyasein emrine aklını ve vicdanını teslim eden bu
kitle neye dokunduğunu bile bilmeden bir
domino etkisi yaratıp Türk ülkesini yıkıyor.
AKP seçmeni insanlığın bedelini
ödemeksizin insanların sırtından geçinmeye çalışıyor.
AKP Türk insanını, beyni,
midesinde ve kasıklarında kimliksiz bir parazit canlı tipi haline getirdi. AKP seçmeni, Arapça
konuştuktan sonra midesine her şeyi
sokuşturabilen ve alabildiğine sevişmek
için her fetvayı araştıran insan altı bir canlı
tipi olmayı “bedava insan” olmanın yolu zannediyor.
Bu ahlâk ve akıldışı kitle ancak akılcı ve ulusal bir anayasal kısıtlama
ile engellenebilir ve engellenmelidir. Çünkü demokrasi insan olmaktan vazgeçenlerin
insanları seçim yoluyla sömürmesi değildir ve olmamalıdır.
2 yorum:
Bunlar güce tapar.akp den güçlüsü çıkarsa mesele de biter.
Aynen. Tıpkı cahiliye dönemi Araplarının yaptığı gibi... Her zaman beklerim efendim.
Yorum Gönder