24 Nisan 2012 Salı

Okumak Veya Okumamak İşte Bütün Mesele


Yazmak ne kadar ihtiyaçtır? Aslına bakarsanız sürekli gevezelik edip de hiçbirini yazmayan insanlar için böyle bir ihtiyaç yok…

Ya okumak?

Yazmak ne kadar lüks görünürse görünsün, galiba okumak daha rafine bir ihtiyaç… Hele benim gibi kitaplar konusunda kaderci bir adam için…

İhtiyacınız olan kitap karşınıza mutlaka çıkıyor. Mesele okumayı gerçekten isteyip istemediğiniz.
Sahi bir insan neden okumak ister ki?

“Başka” bir şeylere ihtiyaç duyduğu için olabilir mi?
Eğer şehrin dağdağasından mecburen de olsa uzakta kalmışsanız okumanın neden böyle bir ihtiyaç olduğunu daha iyi anlıyorsunuz.

Okumak kendi içine hapsolan benlik için bir kurtuluş belki de… Aslına bakarsanız insan eğer “başkası”  ile temas etmezse kendiliğinden   hapsedilmiş oluyor.

Okumak işte bilincin kapılarını açıp onun tehlikeli “başkasıyla” temas etmesini sağlıyor. Tehlike nedir? Tehlike kendini kaybetmektir. Tehlike başkasının gözünden görmek ve aslında bildiğimizi sandığımız pek çok şeyin bambaşka görünebildiğini görmektir.

Okumak bu yüzden daha rafine bir ihtiyaç.
Yazmak ne kadar kendimizi kurup kendimize yönelmekse okumak da o kadar açılmak ve savrulmak…
Bütün bunları neden mi yazıyorum?

Önyargılarımla yaşadığım o tatlı çekişmenin tadından vazgeçmeksizin şu sıralar okuduğum “Shantaram” beni bunları yazmaya itti…
İnşallah işime yaramıştır, bu yazı…

3 yorum:

tolga112 dedi ki...

cok guzel bir analiz. bir celiski var, her zaman kendi kendime sordugum: okumadan bilemezsin, bildikce daha cok okur insan. her okudugunda yeni bir aydinlanma yasar. ancak her aydinlanmada bir parca kendisinden uzaklasir, yazarin perspecktifine yaklasir. beni ben yapan aslinda bildiklerim ancak okudugum oranda ben olmaktan uzaklasiyorum. okuduklarim oluyorum. o zaman gercekte ben kimim? mevlana nin dedigi gb.. ben ben dedigim nedir? bana ben oldugumu soyletenmidir?

tolga112 dedi ki...

okudugunda yeni bir aydinlanma yasar. ancak her aydinlanmada bir parca kendisinden uzaklasir, yazarin perspecktifine yaklasir. beni ben yapan aslinda bildiklerim ancak okudugum oranda ben olmaktan uzaklasiyorum. okuduklarim oluyorum. o zaman gercekte ben kimim? mevlana nin dedigi gb.. ben ben dedigim nedir? bana ben oldugumu soyletenmidir?

Afşar Çelik dedi ki...

Kuvvetle muhtemel deli biri, yazıyı okumuş, okumakla kalmayıp bir de üşenmeden yorum yazmış... Aklı başında birinin bu bloga girmeyeceği gün gibi aşikâr olduğuna göre...

Her şeyden evvel yorumu anlayabilmek için 2 defa okudum. Yani ben o kadar akıllı değilim kardeşim! Böyle ağır yorumlar yazmayın!

Öte yandan yazmayı düşünüp de yazarken unuttuklarımı aynen yazmış, yorumcumuz. Efendim, hoşgeldiniz, beş gitmeyin. Gene gelin. Nitelikli emeğiniz ve yorumunuz için çok teşekkürler. Her zaman bekliyorum.