Bir arkadaşım sormuş bana: “Herkesi mi bağrımıza basacağız?” diye, Meral OKAY için…
Allah var, rahmetlinin camiasının ideolojik taassubu ve kindarlığı ile yıllardır kavgalıyım.
Ve gene Allah var, o camia, kendisinden olmayan biri için Meral OKAY’a gösterdiği saygıyı göstermez. PKK köpekleri otobüste gencecik insanları yakar, sosyalistler işi “toplumsal tepki”, “özgürlük mücadelesi” deyip meşrulaştırmaya çalışır. İki tane PKKlı it vurulur arkasından insanlık ağıtları yakar…
O halde ne yapmalı?
Papaza kızıp oruç mu bozmalı? Solcular etnik ırkçılık yandaşlığında önde gidiyor diye hepimiz gibi yaşayıp çevresini sevgiyle örmüş, sevilmiş ve hayırhah insanları yargılayıp “cehennemlik” diye damgalamalı mıyız?
Meral OKAY’ın vefatı, toplumsal hoşgörüsüzlüğümüzden de öte “insan” anlayışımızın, insan telâkkimizin şeklini ve ilkelliğini ortaya çıkardı. Daha “biz”in kim olduğu bilinmeksizin herkes kendi biziyle insanları tartıyor, kesiyor, biçiyor…
Toplumumuz siyasal dincilik tarafından, şekilci ve riyakâr Emevi/Arap ahlâkçılığı kullanılarak inanç, ırk ve ideoloji kamplarına parçalanırken Meral OKAY’I okumak daha bir önem arz ediyor.
Ona siyasal dincilik gözüyle bakarsak saçı açık olduğundan, erkeklerle çalıştığından, belki içtiğinden, solcu olduğundan dolayı rahatlıkla dinsizliğine fetva verilebilirdi. Kaldı ki buna açıkça inanan yobazların dışında bakmayın siz, toplumda muhafazakâr, mukaddesatçı, milliyetçi geçinen sağ kampın da ekseriyeti aynı fetvayı sessiz bir riya ile kabul eder…
Sağ ilkellik kendine şu soruları sormaz meselâ:
“Meral OKAY hayatını nasıl kazandı?
Onu tefrik etmemize yetecek kadar açık ne gibi bir inkârı oldu?
Müslüman olmasa dahi Müslüman komşularına bir kötülüğü oldu mu?
İnsanlar onun dilinden ve elinden emin oldular mı olmadılar mı?
Meral OKAY sıradan bir Müslüman olarak eliyle bir güzellik yarattı mı? Yarattığı eserler gönlümüze huzur, nezaket ve letafet katıyor mu? Vs…”
Meral OKAY kendi ideolojik camiasının taassubundan dolayı değil, o taassubun dışında kalarak bizden biri olabildiği ve bu ülkeyi sevdiği için bağrımıza basılmayı hak ediyor. Sol da dahil olmak üzere dışlamakta, itelemekte, ötelemekte, karalamakta, reddetmekte üstümüze yok… Belki artık biraz da ideolojinin kafesinden uzanan kollarla birbirmizi bağrımıza basmayı öğrenmeliyiz, karşıtlarımızın bütün reddedişlerine ve katılıklarına rağmen…
Nur içinde yat güzel Meral OKAY…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder