23 Mayıs 2009 Cumartesi

Türk Sineması Nereye Gidiyor?




Tam “Eşkıya” ile dirildiğini düşünürken gene saçma sapan “toplumcu” filmlere döndü… Buna bir de gene Marksizmden beslenen etnikçi sinema eklendi.







Halkın alım gücünün sinemaya elverişli olduğu, teknolojinin bu kadar gelişmediği, öykülemenin daha geleneksel olduğu bir dönemde belki eli silâhlı üç beş adamın fakir gencin arkasından koşması, mahallesinden çıktığında, kendini ayda zanneden Türk insanı için fazlasıyla egzotikti.



Bugün, Türk sineması dünya sinemasının ardından nal topluyor. Şüphesiz bunda artık sinema yapmanın Türk yapımcılarını aşan maliyetlere ulaşması bir sebeptir.
Bu, işin görünürdeki sebebidir.




Asıl sebep, Türk sinemasının, bir grup sosyalist elinde, durmadan aynı ideolojik ezberlerin duvarları arasında dolaşmaya mahkûm edilmesi.



Bu anlayışa göre “ticarî” sinema ahlâksızca bir şey… Zaten Hollywood sinemasına duyulan ve entelektüelliğin şartı sayılan nefret de bunun bir ifadesi.



Türk sinemasının ideolojik tutumu, tam anlamıyla otarşik bir elitizm veya yerli oryantalizm.
GORA ile kendi “yıldız Savaşlarımızı” yaratabileceğimizi düşünmüştüm ve GORA gerçekten endüstriyel sinemaya gidebileceğimize dair bir umut pırıltısı olmuştu. Maalesef gerisi gelmedi…



Endüstriyel sinema kötü müdür?



Bazıları bunun, yapılan işin ruhunu yok ettiğini düşünebilir. Bunun, “amatör ruhu” yok ettiğini söyleyebilir.






Oysa unuttukları şey şu ki hayran oldukları bütün batılı yönetmenler, endüstriyel sinemanın yarattığı ortamdan ekmek yiyor. Endüstriyel sinema, yalnızca bolca özel efektli yıldız filmleri anlamına mı geliyor? Eğer böyle olsaydı meselâ WB bağımsız film bölümünü kurar mıydı?






Fakirlikleriyle övünüp hayatlarını Beyoğlu barlarında tükettiklerini tahmin ettiğim Türk sinema elitlerinin “Yıldız Savaşları” gibi bir efsane yaratmalarını beklemek boşuna galiba. Paraları yetse dahi sırf Marksist hışırlıkları yüzünden bu tip projeleri daha uzun zaman engelleyeceklerini söyleyebiliriz, herhalde.



Türk sineması gene ideolojik bönlük dönemine dönüyor, Allah sonumuzu hayreyleye…

Hiç yorum yok: