13 Aralık 2014 Cumartesi

Bizim sol elimiz

Neşe tahtanın üzerine sol avucuna sıkıştırdığı kıvırcıklara dikkatsiz bıçak darbeleri indiriyordu, sessizce... Çorba için tavaya koyduğu, tereyağ erimeye başlamış ve mis gibi  kokuyordu. Sol eline baktı yeni görmüş gibi,diğerine göre ince ve eğriydi,bir şeyi tutması yakalaması hep güç olmuştu bu elle. Sakat el dedi, el bir şey değildi de bu topallık zor işti, Topal Neşe diye tekrar etti bir kaç kez içinden. Ince bir sızı ile irkildi işaret parmağından kan akıyordu ve tereyağ kokusu iyiden keskinleşmişti.
Beyaz havluyu çekti parmağına bastırdı ve kan kokusu tereyağın mis kokusu ile harman oldu.

Şimdi yaz günlerinden birinde ve yaz olduğunu fark etmeyecek bir yaşta, büyük konağın çifte merdivenlerinin hemen altında yabani beyaz gülün kollarına batan dallarına aldırmadan bekliyordu. Fakirdi ailesi, pek temiz olmazdı elbiseleri hep aynı modelde ve önünde iki cep. Az sonra Şafak, zorunlu öğle uykusuna son verip yanına gelecekti. Konaktakiler, bu arkadaşlıktan pek memnun değildi biliyordu ama Şafak kimseyi dinlemezdi ki... Bir gün anneannesine, evet elbisesi pis ama içi temiz Neşe'nin demişti, ne çok sevinmişti Neşe. Mümkün olsa o azametli anneanneye açıp içini göstermek istedi o an.
Ah ne çok severdi Şafağ'ı onun yanında hiç eksik hissetmemişti. Sol eline baktı, Şafak bu elin bütün ellerden güzel olduğunu söylediğin de çok sevinmişti.
Başta kabul etmemişti ama öyle şeyler söyledi ki Şafak artık kendi de beğeniyordu, sağ eli kadar işe yaramıyordu güçsüzdü ama güzel olduğunu fark etmek iyi idi.

Şafak, sessizce indi merdivenlerden, gözleri birbirine değdiğinde en ücra köşeye kadar ışıldadı. Koşarak bahçenin en uzağındaki nar ağaçlarının yanına bir solukta çöktüler.
Şafak cebinden kendi içine katlanan çelik çakıyı çıkardı, az sonra kan kardeşi olacaklardı. Bıçağın, sırtını bir kaç kez taşa vurdu sivri ucundan tutup açtı, sol avucunu öne doğru uzattı. Neşe bakamadı başını çevirdi. Şafak, keskin bıçağı, gergin deri üzerine hafifçe sürdü tereyağ keser gibi...
Neşe de aynı şeyi yapmak için döndü ama yara çok derindi, elleri ile bastırdı etekleri ile sardı ama kanı durduramıyorlardı.
Şafak yerinden kalkamıyordu, Neşe, konağa Fidan Abla'dan yardım istemek için koştu.
Fidan Abla, Şafağ'ı çok sever ve her zaman onu kollardı. Neşe bir solucan sessizliği ile konağa sızdı.
Bu olayı büyüklerden birileri duyarsa bir daha birlikte oynamalarına izin verilmezdi bu kesindi.
Az sonra, Fidan Abla bir kaşıkta kızdırılmış, tereyağı ve bolca pamukla göründü. 
Şafak iki elini sıkıca göğsünde bağlamış ve başını dizlerine yaklaştırmış duruyordu. Fidan Abla, çok kızgındı, öte yandan, İki çocuk da sırrı saklaması için mızmızlanıp, yalvarıyorlardı.
Neşe kan ve Tereyağ kokusu ile esrik bir ağlama tutturmuş, acı çekiyordu ve neresinin ağrıdığını bilemediği bir acı...
Şafak sol avucunu, Fidan Abla'nın kızgın gözlerine açtı. O, önce pamukla sildi kan kırmızısı küçük eli sonra kızgın tereyağı ile doldurdu,kanın yavaş yavaş aktığı yarığı üzerine pamuk bastırdı, beyaz ince bir patiska parçası ile sardı ve sıkı bir düğüm attı.
Bahçe yaralanmalarının klasiği buydu ani ve keskin acıdan sonra her şey biterdi.
Kan durmuştu, Bıçak Fidan Abla'ya teslim edildi.
 Fidan biraz bağırıp çağırdıktan sonra onlardan söz aldı, bir daha yapmayacaklardı, söz verdiler ve o da sırrı bu koşulda saklayacaktı. Fidan mutfağa doğru yollanırken,
Ikisi de sol ellerini havaya kaldırdı, hafifçe çarptılar birbirine ve gözlerden çıkan ışıltılar tüm dünyayı aydınlattı.



7 yorum:

Afşar Çelik dedi ki...

Ne kadar sade,içten, akıcı, okunaklı. Övünülesi bir kısa hikâye! Kutluyorum!

Derya Yeliz ULUTAŞ dedi ki...

Şahane, keyifle okudum. Ellerinize ve yüreğinize sağlık!

Afşar Çelik dedi ki...

Her zaman bekliyoruz Yelizciğim! Sağ ol, var ol...

selcen dedi ki...

Kim bu yaaa.Çok güzeeeeellll.

ayarsız dedi ki...

Çok güzel. Hemen okuru kaptı götürdü hikaye, burukluğuna da sevincine de ortak etti. Elinize sağlık

Peride dedi ki...

Aşk olsun Selcen Hanım , Peride'yi tanımadınız mı?
Bütün güzel yorumlar için sonsuz teşekkürler.
Beğendiyseniz muadilleri yazılacak, şurası olmamış gibi Yorumları da beklerim ,ki ben olmayan yerlerini gördüm düzeltiriz sorun değil. Saygılar

Afşar Çelik dedi ki...

Fakirhanemizi değerli yazarlarla paylaştığımız için mutluyuz. Gururluyuz.