15 Şubat 2009 Pazar

Tolkien'in Sukut-u Hayal Yazmaları






Hobbit’i çok samimi bulmuştum, Yüzüklerin Efendisi bir edebiyat klasiği olmayı hak eden ama Hobbit’e göre kesinlikle daha kasıntı duran bir kitaptı.



Elbette bu, onu üç kere okumamı engellemedi.
Maalesef, Orta Dünya’nın tarihini, arka planını anlatan kitapları aynı şekilde sevemedim.



“Silmarilion” tam bir tarih kitabı gibiydi ve “ Yüzüklerin Efendisi”nden den sonra sevimsiz gelmişti.



“Peri Masallarına Dair” zaten demir leblebi gibi bir nazariyat kitabı. Tamamlayamdım ve bir daha da okuyabileceğimi sanmıyorum…



“Roverandom”la ilgili aklımda en ufak bir şey kalmadı.



“Güç Yüzüklerine Dair”i okuyup okumadığımı da hatırlamıyorum.



“Masallar” da Hobbit’e göre fazlaca “uyduruk” gelmişti.



Şu anda “Kayıp Öyküler Kitabı’nı” okuyorum ama bunda da “Hobbit’ten” aldığım o samimi masal tadını alamadım. Tamamlayıp tamamlayamayacağımı bilmiyorum…
Öykülere dair yazmak yerine öyküleri yazsaymış bence çok daha iyi edermiş. Sanırım edebiyatına bir ciddiyet , bir gerekçe veya meşruiyet kazandırmak istemiş Tolkien, halbuki buna hiç gerek yoktu.
"Hurin'in Çocukları"nı okumak istiyorum ama işin açığı pek hevesim kalmadı...


Bunu çok iyi başarsa, edebiyatının “dünyası” akademyada ciddiyetle tartışılır olsa bile Hobbit’in verdiği o tadı alamayacağımız şeylerle bence Tolkien boşa zaman harcamış.



İnsan merak ediyor, çocukları için yazdığı Hobbit ve bence kendi macera tutkusu için yazdığı






“Yüzüklerin Efendisi’nden” sonra yazdıkları “sevimsiz”, tatsız, kuru…



Sırf kendi kurduğu dünyaya ne kadar hakim olduğunu göstermek için bir kenara Keltçe veya



Fince kelimeler yığmak, İngiliz bahçesine benzer özenli tasvirlerle İngiliz aristokrasisinin gelenekselliğini gözümüze sokmak dışında bir yetenek sergilemiyor.



Bir metin niçin yazılır? Acizane kanaatim önce , yazarın kendi zevki ve heyecanı için… Sonra yazar, bunun okurların zevkine de tercüman olacağını düşündüğü için…
Falan falan Elf efendileriyle, filan filan cüce kralları hangi diplomatik veya etnik gerilimi yaşamış bu şahsen beni ilgilendirmiyor, bunların tarihçesi de…
Kurmaca da bir yerde dönüp dolaşıp insani entrikada kendini buluyor. Bu doğaldır şüphesiz, çünkü yazar da okur da insandır.

Bunları bilmek iyi de… Bir zemin,hakim renk olarak ip uçlarıyla verilen tarihin, edebiyatın yerini alması artık saçmalığın çöplüklerine dayandığımızı söylüyor…
Acaba Tolkien diğer kitaplarını yazarken, Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi’nde hissettiği heyecanı hissetmiş miydi?

2 yorum:

Sirkencubin dedi ki...

aman ağabey, ne yaptın?

o kitapların içinde sadece hobbit ve yüzüklerin efendisi, tolkien'in yazdıkları. diğerleri oğlu kristofer'in babasının notlarından derleyip derleyip çıkardıkları.

hobbit'in çocuksuluğunda ayrı bir tat var, ama bu onu yüzüklerin efendisinden daha iyi bir kitap yapmıyor kanaatimce, ikisini farklı türler olarak ele almak ve karşılaştırmamak taraftarıyım.

diğerlerinin hepsini okumadım, ama okuduklarımdan şikayetçi değilim. masallar basit, ama tatlıydı. tolkien'in sonradan yazacağı şeylerin prototiplerini görmek eğlenceliydi. silmarillion ve aslında onun bir bölümü olan güç yüzüklerine dair de büyük zevkle okuduğum kitaplar. dahası, silmarillion'u okuduktan sonra hobbit ve yüzüklerin efendisi'ni tekrar okuduğumda, ilk okumaya göre fazladan, farklı bir keyif aldım. iki eserde belli belirsiz görünen arka planı tanıyınca, ilk okumadaki eksiklik hissinden, tam anlatılmamış hikaye havasından veya baş tarafı kaçırılmış dizi haletinden kurtuluyorsunuz. elbereth kimdir, neyin nesidir bilmeden, karanlığın ortasında yapılan "a elbereth gilthoniel" çağrısını tam anlamak mümkün değil.

zevk meselesi tabii biraz, herkes hayali tarih, coğrafya ve lisan bilgisi sevecek diye bir şey yok, meraklısına hitap ediyor, bilhassa canı sıkılınca yeni lisan icat etmeye çalışan biri için yapılmışını incelemek eğlenceli...

Afşar Çelik dedi ki...

Hocam nerelerdesin sen ya?

Vlla bu günlerde bir düzeltme yazısı yazacaktım ki sen geldin, kalb kalbe karşıymış...

Bu günlerde Silmarillion'u okuyorum ve epey haksızlık ettiğimi görüyorum.

Yorumun benim kanaatlerime çok yakın aslında..

Bu yazıyı yazmamın sebebi "Kayıp Öyküler Kitabı"nı okurken canımınsıkılmasıydı.

Çok haklısın, eline, aklına sağlık1 Elbette Elbereth'i bilmeyen atasını ne bilir!?

:)

Dükkân seni özledi ya sen yoksun ortalıkta?

Sağlıcakla kal!