24 Şubat 2009 Salı

Aman da ne zor imiş yar yar blog yazması


Blogun özelliği aslında bir “günlük” olması…
Buraya kadar her şey tamam da…

Aslında her şeyin tamam olmasının nasıl bir şey olduğunu da bilmiyorum yani ha!?
Nedense özellikle bir şeyler hazırlamazsam “gösteri” eksik kalacakmış gibi hissediyorum. Halbuki kimin umurundadır bu aksi sedâ?

Yemek yapmayı bilmem, yemek tarifi yazamam…

Kedim yoktur, kedimi yazamam.

Edebi eleştiriye gıcığımdır, kitap kritiği yapmam, bakılmasın Tolkien’e verip veriştirdiğime.

Ama şöyle olabilir (mi) meselâ?
Meselâ kötü bir rüyanın kalıntısı moral bozuklukları, can sıkıntısını tetikleyen bir kabalık, gönülde kabuk bağlamış bir yarayı açan bir ağlayış…
Belki bunların izini sürmeye yarar blog, biraz da?

Bakalım… Göreceğiz?...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Blogunuz takip ediliyor, yani edebiyattan, sanattan, ekonomiden, siyasetten anladığınızı düşünen birileri var, Afşar bey. Yazmaya devam ediniz. Szin deyiminizle "dükkanı" boş bırakıyor gibi görünüyoruz ama takip etmekteyiz. Elinize sağlık..

Afşar Çelik dedi ki...

Yaren Bey,
Hoşgelmişsiniz... Galiba bazı dünyalar galaksinin kıyısında, kenar mahallelerinde falan kalıyor bizimkisi gibi...

Her zaman bekleriz, elinize, aklınıza sağlık...