4 Temmuz 2023 Salı

Bugün Kendim İçin Ne yaptım?

 


Bugün son makalemde epey ilerledim.

 

Akşam 19:00’dan sonra bir şey yememek kuralına uydum. Halbuki büyük kızım nefis şeyler yapmıştı. Hele o profiteroler…

 

Blogda hep nasihat etmeye çalışıyorum galiba… Oysa insanlar başka şeyler okumak isteyebilir, değil mi?

 

Unutmadan… Bugün Yotube’da  bir Çinli kızın “Yetişkinlikte yabancı dil nasıl öğrenilir?” konulu bir  videosunu seyretmeye başladım… Yarıya geldiğimde her zamanki ezberlerin tekrarlandığını görüp yarım bıraktım. Merak edenlere söyleyeyim… Oturup ciddi ciddi çalışmamız gerekiyor. Bu kadar!

 

Birkaç gündür Mark Knopfler’in Emilou Harris adlı country şarkıcısıyla konserde çaldığı “ Speedway at Nazareth” adlı parçayı art arda dinliyorum. Parçanın uzun soloları muhteşem, son derece ilham verici. Aslına bakılırsa bu yazıyı yazarken de dinliyorum.

 

İşin garibi ne biliyor musunuz? Ben şimdi bunu yazdım diye meselâ milliyetçi camiada “mundar bir herif” gibi görüleceğim. Sanırsınız ki Mark Knopfler dinleyen, domuz eti yemiştir. “Olmasa daha iyi olurdu.” diye içten içe burun kıvıranların arasında bir kabul dilencisi miyim ben? Muhtemelen evet…. İnsan tamamen ayrı yaşayabilir mi? Mutlaka yaşayan da vardır ama ona hitaben de “Zahit bizi t’an eyleme!” denmiş, değil mi?

 

Bu arada masamdaki dağ palmiyesi dağılmaya başladı. Bu üçüncü dağ palmiyem ve nedense bir türlü bakamıyorum şu güzel çiçeğe…

 

Belki birazdan ev yapımı şarabımdan bir kadeh koyar ve aklıma gelen ve henüz yeterince mayalanmamış  bir hikâyeye başlarım. Eyvah! Ben neler dedim?

 

Yazmak lâzım… Yazabildiğim zamanlar, geride bir şey bırakabildiğimi hissediyorum. İnsanın içi güzellikle doluyor, yazdığında. Sade ve mütevazı bir yavru ağzı yansıma gibi akşamüstlerinin ince yorgunluğu okşuyor sezgilerinizi.

 

İnsan yalnız olamaz… İnsan sevilmek ister ve takdir edilmek…

Sanırım insan yazmak için bunları beklememeli. Çünkü hiç kimse bir başkasının aklıyla düşünemez. Yine de başkasının yüreğine şöyle bir bakıp o tatlı akşamüstlerinden öyle geçmeli. Çünkü ancak böylece  doldurabiliriz insanlığımızın bilincini ve şefkatin kadehini… Değil mi?

Not: Aşağıda bahsi geçen şarkıyı bulabilirsiniz...

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok: