3 Nisan 2015 Cuma

Hem Yerim Hem Yok Ederim

Bir demokrasi neden sınırlandırılmalı?

Ne kadar tuhaf geliyor, değil mi? Dünyanın en iyi rejimi neden sınırlanmalı?

Ben halkın, demokrasinin düşmanı mıyım?

"Milli iradeye"nasıl sınır konulabilir?

İnsanların çoğunun istediği bir şey yanlış olabilir mi?

Belki işe son sorudan başlamalıyız.

İnsanların çoğunun istediği bir şey de pekülü yanlış olabilir. Neden? Çünkü normalde bireyin her zaman akılcı olacağını ve ancak yararlı olana yöneleceğini düşünürüz ama gerçek bunun tam terside olur; hem de sık sık.

İnsanlar arızasız çalışan fayda makineleri değildir.

Çünkü fayda, insana dışarıdan sunulmaz. İnsan kendi fayda endeksini kendisi oluşturur.

Bunu neye göre yapar?  Bunu bağımsız ve objektif bir akılla yapmaz genellikle.

İnsan genellikle neyin faydalı olduğunu onlara öğretilmiş ölçülere göre belirler. yani geleneğin etkisi aklın etkisinden çok daha büyüktür. Doğu Anadolu'nun bir köyünde erkek çocuklar size  büyüdüklerinde çoban olmak istediklerini söyler. Onlar için bu iş "Çok para kazanılan" bir iştir.

Halbuki artık hemen her evde çanak antenler vardır. Her köyde bir okul bulunur. Dahası ulaşım imkânları da artmıştır.

Yani aslında pek çok rol modeline ulaşmak son derece kolaydır. Ama o çocukların babaları içinde yaşadıkları toplumun gelişimine kendilerini kapatmış  insanlardır. Babaları, uluslaşmış bir toplumun kültürel çeşitliliğine,yabancı kalmayı seçmiş,böyle bir toplumun sunduğu faydaları gören ama den faydaların sorumluluğundan kaçmayı gelenekleştirmiş insanlar.

Dolayısıyla böyle insanlardan akıl yürütmeyle ulaşılabilecek objektif faydaları idrak etmelerini bekleyemeyiz. Bu toplumsal yapı, kenar mahallelerde irinlenmiş dincilik için de geçerli. Zaten dikkat edilirse şu anda Türkiye Kürt etnik kompleksiyle kenar mahalle dindarlığının cemaat kompleksi arasında paylaşılıyor.

Türkiye'de temel sorun, ulusu yok ederek ulustan elde edilen faydaların sürdürülebileceğini sanan etnik ve dini kliklerin çarpık muhakemeleri.

Bu  muhakemenin çarpıklığı, PKK'nın denetimi eline aldığı yerlerde ortaya çıkıyor ama aklından ve ahlâktan vazgeçmiş seçmen kitleleri, ülkeyi ayakta tutan Türk iradesini tahrip etmek için alabildiğine uğraşmakta beis görmüyor.

Türkiye bu açıdan tam da yerleştiği vücudu yok ettiğinde ölecek olmasına rağmen onu içten içe kemiren parazitlerin fayda algısına teslim edilmiş durumda.

İşte "sınırlı demokrasi" parazitimsi bir çarpık akıl yürütmenin demokrasiyi bir deli değneğine döndürmenin'inin gerekiyor.

Ülkenin her yarım akıllının çarpık fayda telakkisine göre oradan arayan savrulmaması için
bir zor kullanma aygıtının yani devletin belli kurallarla yönetilmesi acil olarak sağlanmalı



2 yorum:

Orhun dedi ki...

"...İnsanların çoğunun istediği bir şey de pekala yanlış olabilir. Neden? Çünkü normalde bireyin her zaman akılcı olacağını ve ancak yararlı olana yöneleceğini düşünürüz ama gerçek bunun tam tersi de olur; hem de sık sık.

İnsanlar arızasız çalışan fayda makineleri değildir."

demişsiniz. Sanırım Cumhuriyet tarihinin en büyük yanlışı; demokrasi adına kitlelere kutsallık atfetmek ve onların her talebinin kesintisiz karşılanmasını zorunlu addetmek oldu.

Temellerine kuruluşunda katkıda bulunmadıkları, sorumluluklarını almadıkları bir rejimde sadece "var oldukları" için onu yıkma ve yok etme "hak"kını nereden aldılar!? Açıkça söyleyeyim yönetici elitin naifliğinden! Bu ülkeyi İskandinavya sanan ve kanun koyduktan sonra her şeyin düzgün işleyeceğini sanan saf ama etkili insanlardan.

Sanki Cumhuriyet tarihi bitmiş gibi yazıyorum.

Geriden başladım yorumlara, devam edeceğim.
Saygılar, selamlar, aklınız sağlık...

Afşar Çelik dedi ki...

Vallahi nefis yorum, daha ne diyeyim? Yoktur sorum, işte yorum.

İyi yazıp yazmadığımıbilmiyorum ama iyi yorumlara kapı aralamak pek büyük bir zevk! Zaman ayırdığınız, okuduğunuz için çok teşekkürler.