29 Haziran 2022 Çarşamba

Çocukluğumuzun Kaybolduğu Gün

 


Dün epey ağladım, ne yalan söyleyeyim.

 

Çünkü Adana Yurt Mahallesi son duraktaki  rahmetli dedemlerin evinden  ö
ğlen sıcaklarında kaçıp da silâhçılık oynadığım günlerin kahramanı sonsuzluğa uçup gitti.

 

Ben hep Cüneyt Arkın olurdum, arkadaşım Ramazan da Yılmaz Güney. Bilirdim Yılmaz Güney bize uymazdı  ama serde arkadaşlık vardı bir de kötülerle mücadele etmek azmi ve gerekliliği.

 

Ölmez çocukluk anılarımızın  ölmez ağacıydı Cüneyt Arkın.

 

“Hayal kahramanı” deyip de küçümserler ya bazen… Oysa hayatımızı anlamlandıran sade o hayallerdir. Çünkü isimlerimiz, cisimlerimiz bedenimizle toprak olur gider ya toprakta yeniden can bulmalarını sağlayan sadece geride kalan hayalimizdir.

 


Bir granit Türk askeri gibi hayallerimizin ve hafızamızın köşesine dikilmiştir Cüneyt Arkın. Malkoçoğlu’ndan Kıbrıs gazilerine kadar  her bir Türk askerinin ruhunun gölgesi olmuştur o.

 

“Hayal” mi dediniz? İstiklâl Harbi gazisi merhum babasının uğruna çarpıştığı şeydir, bizim gibi yüreksizlerin hayal saydığı şey. Türklüğün kayıp bir mazide unutulmaya yüz tutmuş değerini hayallerimizin perdesine çelikten nakışlarla işlemiş bir Türk evlâdını kaybettik.

 

Bize gurur dolu bir gerçeğin en şanlı bir hayalini sunmak için bütün kemiklerinin kırılmasına göğüs germiş bir adam askerliğinden kim şüphe ederse ona ancak şaşılır.

 

Yüreği Türklük ateşiyle yanan, şanlı Kırım’ın bir Girayı atalarıyla  birlikte at sürmeye gitti.

 


Kimse bilmedi gerçek soyadını ama o bir “yüreklibahadır”dı.  “Güneş Ne zaman Doğacak?” filmini bizim solcuların Allah gibi taptıkları Rus komünistlerinin bütün tehditlerine rağmen çekmiştir. “Dünyada bizden başka Türk var mı yahu?” diye sorup da Türk olursak Kürt düşmanı, ırkçı, faşist falan olacağımızı sanan yabancılaşmış Marksistlerimizin, gördükleri milliyetçiyi gördükleri yerde vurdukları zamanlardır…

 

İşte böyle “cürekli bir batır” çocukluğumuzun ölmez ağaçlarının  anılarına karışıp artık Kırım bozkırlarında, Tanrıdağı’nın  eteklerinde at sürmeye gitti. Bizim  de çocukluğumuz  onun ardınca gitti.

Güle güle batırların en cüreklisi!

 

 

 

 

Hiç yorum yok: