1 Mayıs 2013 Çarşamba

“Hope Springs’ten” Sonraki Dönemeçte Ümit


Hayat eskiyor mu bilemiyorum…

Nasıl sorular sormak lâzım hayata? Çünkü sanırım sadece almak istediğimiz cevapları düşünürken soruyoruz…

Onun tükenecek, yıpranacak bir şey olması gerektiği inancıyla büyütülüyoruz. Sonra  kaybetmeyi kaderleştiriyoruz.

Bu gerçekten böyle mi bilmiyorum? Elbette değil.

Bir kişisel gelişimi kitabını küçük görmek çok kolay.  Bir kitabın kitapçı rafına girebilmesi için yazarından başlayan serüveni hakkında en ufak bir fikrimiz olsaydı eğer…

Sanırım artık Amerikan filmlerini bile merak etmiyoruz. Bütün merakımız, ellerinde tabancalar, balgamlı Türkçeleriyle etrafa korku salan, kirli sakallı heriflerin dünyasında yaşadığımızı kendimize hatırlatan filmler…

Bir filmden ne beklersiniz bilmem ama  ben genelde ümit beklerim. Çünkü hayat gerçekten ümitli bir şey. Hayat ümitli bir şey olmasaydı doğmazdık. Hayat ümitli bir şey olmasaydı, sevmezdik. Hayat ümitli bir şey olmasaydı…

Ümit ne mi?
Ümit güzel bir aşk filmi seyrettikten sonra ve belki de “Karate Kid’den” sonra yarın için daha güzle şeyler olacağını gönülden hissetmek demek…

Ümit, iyi bir şiir okuyup gün batışındaki o altın rengi konforu hissetmek demek.
Ümit, güzel bir film seyredip müziklerini bulup defalarca dinleyebilmek demek…
Hope Springs'in enfes şarkılarından biri...
 

Hiç yorum yok: