1 Mayıs 2012 Salı

Gün Batarken Günlüğüm


Güneş batarken neler hissediyoruz?

Pazarın bitişiyle yaşanan pazartesi gerginliğini mi?

 Elektriksiz geçmiş günlerin yoksunluğunu mu? Belki gerçek bir yoksunluk durumu yaşanmadan bazı şeyleri  anlamak mümkün olmuyor…

Şu sıralar Shantaram’ı okumaya devam ediyorum. Ne zamandır bir günlük yazmadım. Oysa öğlen öncesi bahçedeki yarım yamalak bir  kameriyenin altında oturup bir yandan oğluma göz kulak olup bir yandan Bombay’ın gecekondularını okumak bambaşka bir tecrübe olmuştu.

Elinizde çok fazla şey yoksa olanların her biri bambaşka bir değer kazanıyor.

İşte o zaman elinizdekini güzelleştirmek ve değerlendirmek gereği ortaya çıkıyor. Belki de yaratıcılığın kaynağı sadece budur?

Gene mi vaaz ediyorum? Gene mi tartışmalı hükümler veriyorum? Belki evet… Belki de hayır?

Sonuçta kendi günlüğümde kendi kendime sayıklıyorum. Sayıklıyorsam neden bunu herkesle paylaşıyorum? Belki kendini beğenmişlik, beğenilmek arzusu… Belki de kendimi anlama çabası?

Belki de kendimizi ancak  kendi ifadelerimizle  anlayabiliyoruzdur… Belki diğerlerinin yaptığı şey, kendi ifadelerimizi keşfetmemiz için bize yardımcı olmaktır.

Gün batarken belki de yapılacak en iyi şey, bir günlük yazmaktır…

2 yorum:

ayarsız dedi ki...

eksikliğini yaşamadan değerini bilmediğimiz şeylere içelim :)

Afşar Çelik dedi ki...

Ayarsız gene bir gelmiş pir gelmiş... Hoş gelmiş... :) O halde.. İçelim a dostlar!..