Parkta oturup kitap okudum. Şükredilmesi gereken binlerce şey var eminim…
Hava güzeldi. Sonra oğlumu bloğun önündeki parka götürdüm, salıncakta salladım.
Belki yazmak en basit şeylerle başlıyor. Belki mi? Aslında kesinlikle! Acaba hayatı hiç olmadığı bir şekilde kafamızda kuruyor ve sonra da neden öyle olmadığı için üzülüyor muyuz? Muhtemelen öyle…
Bugün uzun uzun Vashti Bunyan’dan “Train Song’ı” dinledim. Baktım ki onun ritmine uyuyorum yürürken ve baktım ki daha az yoruluyorum… Aklıma solgun gün ışığıyla Londra geldi. Gencecik bir kızın trenle sevgilisini bulmaya gidişi geldi. Her şeyi yerli yerinde bir şehirde kadife sesiyle şarkı söylemesi geldi.
Baktım ki aklımda Londra beliriyor. Acaba şarkıları bir tür hayal üretici mi, diye merak ettim.
Hava gerçekten sıcaktı. Montumu çıkarıp oturdum, hiç okumadığım kadar ciddi kitabımı okudum.
2 yorum:
iyi ki yazmaya başladın afşar abi, bende bu gün aklıma geldi okumaya başladım blogunu tekrar. yağmur sonrası bir Delhi akşamında. okurken bazen tüylerim ürperdi, bazen hatıralarım. Türk milliyetçelerinden kızılaya ordan parka hoşuma gidiyor. Bide buraya kitap vs getirmediğim için Milliyetin internet sitesinden başka Türkçe okuduğum yoktu.Susamışım biraz, ama sırf susuzluktan değil hoşlaşmam. Bu yorum alanını bu şekilde kullandığım için kusura bakma, selam, sabah, sağlıcak, muhabbet...
T. S.
Deli Adam! Yorum alanı bunun için var zaten! Bizim delihaneyi ziyaret eden yok diye sallıyordum ben de... :) Her zaman gel her zaman yaz! Yorum alanı kullanma kılavuzunu oku yalnız önce... Mümkünse badem bıyık bırak... Türban takarsan üstüne daha makbul olur... Sonra da kısmetse maklube... Ama "Maklube" aslında kadın ismi gibi duruyor... O yemeğin "Maklub" olması gerekmez mi? Demek ki arabayı daime ikinci el alıcan abi... Şahsen benim rüya yorumum bu! Yeter ki sen oku, ve de youmla! Allah Allah ya! Ne parkı kardeşim? Yüzde altmışla biz aldık diyorum ihaleyi!
Yorum Gönder